Sana Özgü ve Sana Uygun Çünkü; Senin Ağrın!
Hemen hemen herkes belirli dönemlerde ağrılar yaşıyor; bu ağrıların sebebi çoğunlukla o bölgeyi ilgilendiriyor gibi gözükse de aslında temelinde başka sorunlar barındırabiliyor. Kasiskelet sistemi problemlerinde ağrıya yaklaşım çoğu zaman “Egzersiz yaparsan geçer” şeklinde olabiliyor. Peki, egzersiz hakkında ne biliyoruz? Egzersiz tam anlamıyla güvenilir mi?
Egzersiz çeşidini, sıklığını, şiddetini ve egzersize başlama zamanını etkileyen birçok ölçüm yöntemi var. Bunlar genelde kardiyovasküler ve kasiskelet sistemimizi ilgilendiren ölçüm yöntemleridir.
Örneğin; bir duruş bozukluğu çeşidi sayılabilecek boyun düzleşmeniz var ve vücudunuzda bunlara bağlı olarak kas kuvvetsizliği, ağrı veya belki de kuvvet aktarımındaki dengesizliğe bağlı olarak tenisçi dirseği gibi farklı rahatsızlıklarla etkilerini görüyorsunuz. Direkt egzersiz yöntemleriyle bu duruma yaklaşım kesinlikle doğru olamayacaktır. Hangi egzersiz türü olursa olsun, kendi vücut ağırlığınızla yaptığınız kalistenik egzersizlerde eklemlere binen yükü artırabilmekte; bu da vücudunuzdaki ağrı yanıtını daha da artıracaktır.
Hepsinin öncesinde ilgili problemin değerlendirmesi yapılmalı; ilgili kasların kas kuvveti ve uyarılabilirlik durumu gözden geçirilmeli. Yapılacak değerlendirmelerin ardından manuel terapi, kas kuvvetlendirme ve düzeltici (medikal) egzersiz yöntemleriyle o bölgedeki optimal şartlar elde edilmeli ve size uygun egzersiz şiddeti, sıklığı ve türüyle güvenli sınırlar içinde egzersizlere başlanmalıdır.
Genel olarak egzersizin dolaşımı, yani kanlanmayı artırıcı etkisiyle, bunların yapılmadığı bir durumda, başta semptomlarda azalma görülecek olsa da, daha önce de bahsettiğimiz gibi ilerleyen dönemlerde kasa ve ekleme binen yükün artması nedeniyle mevcut problemlerinizde artış görülebilir.
Egzersize başlamadan önce, vücudunuza “Acaba egzersiz yapmaya hazır mısın?” sorusunu mutlaka sorun.
Sağlıklı günler diliyorum ve unutmayın ki ağrısız yaşam mümkündür.