Türk Sanat Müziği’ni Geleceğe Taşıyan İsim; Cengiz Taşkent!

Cengiz Taşkent; pürüzsüz sesi, eğitimi ve dingin yorumuyla; müzikseverler tarafından çok beğenilmekte. Öyle ki verdiği özel eğitim ve özel korolarda yaptığı şeflik, hazırladığı repertuar ve öğretme hevesi koristlerin çalışmaya koşarak gelmelerini sağlıyor. Zaman zaman özel solo konserler de veren Taşkent, 27 Nisan 2025 Pazar günü saat 20:00’de CSO Mavi Salon’da gerçekleştireceği solo konserinin heyecanı içerisinde “Sanat müziğini yaşatmak ve yaygınlaştırmak için tüm gücüm ve özverimle çalışmalarımı sürdüreceğim.” diyor. Keyifli geçen röportajımız sizlerle, iyi okumalar dileriz.

📝 Hatice Şeyma Basut

Türk Sanat Müziği’ne nasıl gönül verdiniz, başlangıcınız nasıl oldu?

Türk Sanat Müziği’ne olan ilgim, çocukluk yıllarıma dayanıyor. Ablalarımın Türk Sanat Müziği korolarına katıldıkları dönemde, evde söyledikleri şarkılar beni derinden etkilemişti. Bu şarkılar, ruhumu okşarken aynı zamanda Türk Sanat Müziği’ne olan ilgimi de uyandırdı ve çok küçük yaşlarda yeteneğimi fark etmemi sağladı. Bu sevda, lise sonrasında beni amatör korolarda şarkı söylemeye yönlendirdi. Korodakiler sesimi beğenip, çok güzel olduğunu söylüyorlardı. Bir gün bir korist, TRT’de sanatçı bir yakınının olduğunu belirterek, TRT Türk Sanat Müziği Gençlik Korosu’na girmemi sağladı. Orada 4 yıl boyunca eğitim aldım. Ardından, Konservatuar sınavlarına girerek Konya Selçuk Üniversitesi Devlet Klasik Türk Musikisi Konservatuarı ve Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Klasik Türk Musikisi Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü’nü kazandım. Son olarak, Afyon Kocatepe Üniversitesi’ni tercih ettim çünkü burada 4 yıl süresince eğitim alabilecektim.

Neden Ankara’yı tercih etmediniz?

Aslında 2001 yılında Ankara’da Türk Musikisi Konservatuarı bulunmamaktaydı, keşke olsaydı! 2005 yılında Konya Selçuk Üniversitesi Devlet Klasik Türk Musikisi Konservatuarı ve Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Klasik Türk Musikisi Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü’nden onur belgesiyle mezun olduktan sonra Ankara’ya döndüm. Eğitimi sırasında koro şefliği yapmak en büyük hayalimdi, bu yüzden ilk işim birçok resmi kuruma başvurmak oldu. Ne yazık ki, ilk hayal kırıklığım burada gerçekleşti. Olumlu geri dönüş yapan tek yer Altındağ Belediyesi oldu. Bu durum beni oldukça şaşırttı çünkü koro şefliği seçimlerinde kişinin canlı performansına, duruşuna, sanatına, sesine ve çaldığı enstrümana bakılacağını düşünmüştüm. Ancak gerçekte durum böyle değildi. Bu da bana ilk yaşam dersimi vermiş oldu. Onur belgesiyle mezun olmama rağmen, geri dönüşlerin çoğu olumsuzdu; sadece Altındağ Belediyesi olumlu yanıt verdi. Şu anda hâlâ Altındağ Belediyesi’nde koro şefliği yapmaktayım.

2001 yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi Devlet Klasik Türk Musikisi Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü’nü kazanıp, 2005 yılında üstün başarıyla mezun oldunuz. Bu süreçte sizi en çok etkileyen anınız nedir?

Bu noktaya gelirken çok büyük zorluklarla karşılaştım. Ailem dışında hiç kimseden destek almadım, gecemi gündüzüme katarak çok çalıştım. Ailem, beni büyük bir fedakarlıkla, hiç sorgulamadan okuttu ve her zaman yanımda oldular. Özellikle annem ve babam, sahneden eve dönüşümü pencerede tülün ardında bekler, ben gelmeden yatmazlardı. Bu çabalarına karşılık, onlara kendimi kanıtlamak için daha da çok çalıştım ve başardım. Bu süreç, bana ne kadar azimle çalışmam gerektiğini öğretmişti ve o günden sonra da hep çok çalışarak ilerledim.

Bugün Türk Sanat Müziği’ne verdiğiniz emeğin yanı sıra, aynı zamanda Türk Sanat Müziği’ne gönül vermiş gençleri de yetiştiriyorsunuz. Bu süreçte zorlanıyor musunuz?

Hayır, kesinlikle zorlanmıyorum. Çünkü müziği çok seviyor ve bu alana gönül vermiş gençleri yetiştirip onlara yol göstererek Türk Sanat Müziği’ne kazandırmak istiyorum. Bu alanda başarılı pek çok öğrenci yetiştirdim ve yetiştirmeye devam ediyorum. Gururla belirtmek isterim ki, devlet sanatçısı olan bir öğrencim de var. Onların heyecanlarını çok iyi anlıyorum, çünkü ben de aynı yollardan geçmiş biriyim. Bu yüzden hocanın ne kadar önemli ve değerli olduğunu çok iyi biliyorum. Müzik hayatımda pek çok değerli hoca ile çalışma fırsatım oldu, ancak bende iz bırakan ve örnek aldığım hocam Mustafa Günay’dır. Onun yolundan gitmeye çalışıyorum. İyi ki var ve kendisine sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum.

Sizce iyi bir solist olunmasındaki kriterler nelerdir veya neler olmalıdır?

İyi bir solist olmak için iyi bir eğitim, iyi bir ahlak ve başarıyı hazmetmek gerekir. Oysaki çoğu kişi bir isim yapınca değişiveriyor. Konservatuvar sınavlarına girmek ve orada eğitim almak önemlidir. Maalesef bizim ülkemizde konservatuvar mezunu dışında; eczacı, veteriner, inşaat mezunu solistlerimiz var. Oysaki bu işin ilmi konservatuardır ve iyi bir eğitim alınmalıdır.

Mezun olduğunuz ilk güne dönersek, geçen 19 sene içerisinde hedefleriniz neydi, hedeflerinize ulaşabildiniz mi?

TRT veya Kültür Bakanlığı’nda Ses Sanatçısı ve Koro Şefi olmak istiyordum. Okuldan Onur Belgesi alarak mezun olmama ve birçok koro yönetmeme rağmen girdiğim TRT ve Kültür Bakanlığı sanatçı sınavlarını kazanamadım. Farklı dönen oyunları gördüm. Kırgın ve de küskünüm. Ben hakkını arayan bir kişi değilim. Affedemiyor ve hazmedemiyorum. Bu sebeple de maalesef hedeflerime ulaşamadım. Ancak yılmadan, durmadan çalışıyorum. Son nefesime kadar da Türk Musikisi’ni yaşatmaya devam edeceğim.

27 Nisan’da gerçekleştireceğiniz yeni bir projeden bahsettiniz, projeniz ile ilgili neler söylemek istersiniz?

Evet, 27 Nisan 2025 tarihinde CSO Mavi Salon’da bir solo konserim olacak. Bu konseri, N&D Türk Müziği Derneği Başkanı Nurtekin Demirtaş ile birlikte düzenleyeceğiz. Konserde bana maddi ve manevi destek veren Nurtekin Hanım’a içten teşekkürlerimi sunuyorum. Derginiz aracılığıyla, 27 Nisan 2025 saat 20:00’de gerçekleşecek bu konserimize, Ankara’daki tüm sanatseverleri bekliyoruz.

Yazar Hakkında /

Yazmaya başlayın ve aramak için Entera basın