Ankara Life Dergisi

Yüksel Abdikoğlu; “Bir Başarı Varsa Ekip Çalışmasının Ürünüdür.”


Korfbol Genel Koordinatörü Yüksel Abdikoğlu, şehrin en çok okunan dergisi Ankara Life’ın bu sayısına konuk oldu ve Korfbol sporu ve bu sporun Türkiye’deki gelişim süreci hakkındaki bilgilerini paylaştı. Keyifli okumalar dileriz…


Röportaj: İrem Karaduman


Yüksel Abdikoğlu kimdir? Kariyer hayatınızdan kısaca bahseder misiniz?
20 Ocak 1971 Trabzon-Of doğumluyum, evli ve bir kız çocuğu babasıyım. Kocaeli Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde 28 yıllık öğretim elemanı olarak görev yapıyor, TGOSBF Korfbol Genel Koordinatörü, Korfbol A Milli Takım Antrenörü ve Kocaeli Üniversitesi Spor Kulübü Korfbol Takım Antrenörü olarak çalışıyorum.


Korfbol Milli Takım antrenörü olarak, Korfbolun ülkemizde gelişmesi ve yaygınlaşması adına hangi projeleri hayata geçiriyorsunuz?
25 yıldır, kısa süreli sporculuk, antrenörlük ve yöneticilik pozisyonlarında Korfbol’un içindeyim. Bu sürecin başında Korfbol, sadece üniversitelerde 30-40 sporcu oynan bir spor dalıyken, şimdi geldiğimiz noktada 30 üniversite, yaklaşık 25 kulüp, 150 ortaokul ve 200 lise takımları var. Yapılan müsabakalarla 1500-2000 sporcuyla geniş bir kitleye hitap ediyor. Salonda oynanan Korfbol, plaj organizasyonlarına kadar yaygınlaştı ve uluslararası düzeyde Türkiye’de önemli bir gelişim kaydetti. 1995’te Marmara Üniversitesi ve Özel Işık Lisesi’nde başlayan Korfbol’un Türkiye’deki yaygınlaşmasında Melike Lale Güler, Uğurtan Akbulut ve Berna Göksoy’un katkıları çok büyük. 1995 yılında yönetici, sporcu, hakem ve antrenörlerden oluşan gönüllü bir grupla Türkiye Korfbol Komitesi kuruldu ve 2007’ye kadar organizasyonlar, hakemlik ve antrenörlük kursları düzenledi. 2005 yılında, ben, Lale Hoca, Uğurtan Hoca, Berna Hoca ve Ümit Keskin Hoca ile birlikte federe olma başvurusu için Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne federasyonlaşma talebinde bulunduk ve bu talep olumlu karşılandı. Başlangıçta “Herkes İçin Spor Federasyonu”na bağlandık ancak çok uzun sürmeden bu federasyondan ayrılmak zorunda kaldık. 2007 yılında Enver Oral Beyin Federasyon Başkanlığında Türkiye Gelişmekte Olan Spor Branşları Federasyonu kurularak Korfbol resmi olarak başlamış oldu. Bu tarihten sonra bütün organizasyonlarımız resmilik kazandı. 2004 yılından beri Belçikalı Korfbol Antrenörü Daniel De Rudder Türk Korfbol’una büyük katkılar yaptı. Bizim kulüp ve milli takım düzeyinde Avrupa’ya açılmamıza olanak sağladı. 2009 yılında ilk A Milli Takım oluşturuldu. İlk A Milli Takım Antrenörümüz Belçikalı Daniel De Rudder oldu. Daniel Hoca Belçika Korfbol Federasyonunun desteğiyle sporcu antrenör ve hakemlerimizin gelişimine önemli katkılarda bulundu. 2009-2013 yıllarında milli takımın antrenörlüğünü yaptı. 2013 yılından itibaren milli takımın antrenörlüğünü üstlendim; 2012’de Haydar Doğan, 2014’te ise Hasan Öztürk federasyon başkanı oldu. Özellikle Hasan Öztürk başkanımızın uluslararası temasları sayesinde kulüp ve milli takım müsabakaları düzenli hale geldi. Korfbol’umuz gelişti ve böylelikle Korfbol Ligi kuruldu.


Milli takım olarak kazandığınız en prestijli ödüller hangileridir? Bu başarıları elde etmenizin ardındaki sır nedir?
2013 yılında Korfbol Milli Takımının antrenörlüğünü üstlendim, Lale Güler hocamız da Milli Takım Menajerliği görevine getirildi ve ilk turnuvamızda Hollanda’nın Popenttect şehrindeki Avrupa Şampiyonası eleme müsabakalarında şampiyon olduk. Bu başarıyı, milli takımın önceki antrenörü Daniel Hoca’ya armağan ettik. Çünkü Türk Korfbol’u Daniel Hocaya çok şey borçlu. 2021’de Polonya’da Avrupa Şampiyonası B Ligi’nde üçüncü olduk ve 2022’de Antalya’daki Dünya Şampiyonası Avrupa elemelerinde ikinci olarak Tayvan’daki Dünya Şampiyonası’na katılma hakkı elde ettik. İlk kez 24 ülke arasında 13. olduk. 2024 yılında Kocaeli Spor Kulübü antrenörü olarak IKF Şampiyonlar Ligi Satellite Kupası’nda Avrupa üçüncüsü olduk. Bu başarı hem Türkiye hem de Kocaeli Üniversitesi Spor Kulübü için büyük bir önem taşıyor. Bu başarıların arkasında yatan en büyük sır, takım olma duygusu ve kolektif oynama anlayışıdır; sporcularımızın saha içinde ve dışında arkadaş olmaları, başarının anahtarını oluşturdu.


Korfbol’un gençler ve çocuklar üzerindeki etkileri hakkında neler düşünüyorsunuz? Onlara nasıl bir katkı sağladığını gözlemliyorsunuz?
Korfbol, çocuklar ve gençler üzerinde yardımlaşma, takımdaşlık ve strateji geliştirme gibi sosyal becerileri geliştiren etkili bir spordur. Korfbol’un tek başına oynanamayacak bir oyun olması, kolektif oynamayı ve takım arkadaşlarıyla iş birliğini zorunlu kılar. Başlangıçta kızlar ve erkekler arasındaki uyumsuzluklar zamanla çözülür ve oyuncular hem sevinçte hem de üzüntüde birlikte hareket eden güçlü dostluklar kurar.


Korfbol’un geleceği hakkında nasıl bir vizyonunuz var? Federasyon olarak önümüzdeki yıllarda hangi hedeflere ulaşmayı planlıyorsunuz?
Korfbol’un yapısı, Türk öğrenciler arasında büyük ilgi görebilecek bir spor dalı olup, yardımlaşma ve kolektif oyun özellikleri ile kadın ve erkeğin birlikte oynadığı tek spor olması geniş kitlelere ulaşmasını sağlıyor. Ancak, Korfbol’un televizyonda ve medyada daha fazla görünür hale gelmesi gerektiğini vurgulamak isterim; bu anlamda dergi yönetimi ve çalışanlarına teşekkür ederim. Federasyon olarak, Spor Bakanlığımız, özellikle Federasyon Başkanımız Hasan Öztürk’ün, Genel Sekreterimiz Sezai Sürücü ve yönetim kurulunun desteğiyle plaj ve açık saha Korfbol’u gibi tanıtım-organizasyonlarla geniş kitlelere ulaşmayı hedefliyoruz. Velilere ve beden eğitimi öğretmenlerine çocukları Korfbol’a yönlendirmelerini öneriyorum. Korfbol geleceğin önemli sporlarından olacak.

Yorumlar

0 yorumlar