Ankara Life Dergisi

Her Zaman Üretmenin ve Ürettiklerimi Paylaşmanın Keyfi Beni Mutlu Ediyor…

Niyazi Erdoğan, ülkemizin değerli moda tasarımcılarından biri. Ara ara kendisi ile modaya ve kariyerine dair röportajlar yapmaktayım. Yeni yılın bu ilk günlerinde ise yeniden bir araya gelmenin mutluluğu içindeyim. Sanatçı ruhuyla ve yetenekleriyle disiplinli hayatını harmanlayan, çok beğendiğim ve takip etmekten de çok mutlu olduğum bir tasarımcı kendisi. Dünyayı takip ederek başarılarını sürdüren Niyazi Erdoğan; yeni projelerini, ilham aldığı İstanbul’u, dostluklarını, modaya dair tutkusunu bu röportajda içtenlikle anlattı. Şimdi sizleri bu ilham dolu röportajla baş başa bırakıyorum…

Röportaj: Sertaç Darcan

Niyazi Erdoğan bu aralar neler yapmakta?

Kış dönemi bizim en yoğun olduğumuz sezon. Bir yandan özel dikim işlerimiz devam ederken, bir yandan kendi koleksiyonumuzun satışı sürmekte. Aynı zamanda ofis olarak markalara ve ihracat firmalarına danışmanlıklar vermekteyim. İşin haricinde seyahatten yeni döndüm. Öğrencilik günlerimden itibaren görmeyi çok istediğim Bilbao Guggenheim müzesini ziyarete gittim. Yeni yerler keşfetmek ruhumu beslemem için çok önemli.

2023 / 2024 modasına baktığımız zaman bizleri neler bekliyor?

Dünyada genel trendler sanatın, yeni lezzetler keşfetmenin etrafında dönmekte. Aynı zamanda savaş ve ekonomik krizler modadan müziğe, gece hayatından deneyimlere kadar yansımakta. Teknolojik gelişmeler artık deneyimleri çok farklı noktalara taşıdı. Bütün bu gündem modayı aynı zamanda çok farklı noktalara taşıyor. Tek bir silüet, form, materyalden bahsetmek çok doğru olmaz. Daha eklektik ve farklı fikirlerin bir potada eridiği sezonlar bizi bekliyor.

Sahip olduğumuz değerleri bir sonraki nesil aktarmak en önemli misyonum diyebiliriz…

Hangi tasarımlar, çizgiler ve renkler bizleri bekliyor?

Pandeminin ardından silüetlerdeki bollaşma ve rahatlık hissi hala gündemde. Ekonomik krizler ve artan malzeme fiyatları sebebiyle pahalılaşan ürünler, insanlarda daha zamansız ve uzun süreli giyebilecekleri kaliteli parçalara yönelmelerine sebep oldu. Grinin her tonunun görüldüğü ceket, pantolon takımlar, bunlarla kombinlenecek zamansız rahat gömlekler ve trikolar herkesin gardırobunda bulunması gereken parçalar. Bütün bu sadeliğin yanında teknoloji ve dijital gelişmeler parlak renklerin ve amorf formların aksesuarlarda ve desenlerde ortaya çıkmasına sebep veriyor. Uzay görünümünü andıran parlak yüzeyler de gündemde olacak.

Şöyle bir baktığımda aslında moda uzun bir süredir kendini tekrarlamaya başladı. Bir moda tasarımcısı olarak artık dünya modasında bir duraklama ya da tıkanmama söz konusu mu?

Ben modanın kendini tekrara geçtiğini düşünmüyorum, tam tersi eskiden sezonlardan bahsederken günümüzde iletişim hızlanması sebebiyle moda artık anlık değişiyor. Günümüzde artık moda kabarık kollardan ya da A form eteklerden ibaret değil. Çok daha interaktif ve deneysel. Son dönemde ortaya çıkan tasarımcılara baktığımız zaman daha sanata dönük, heykelsi işlerin ortaya çıktığını görüyoruz.

Pandeminin ardından silüetlerdeki bollaşma ve rahatlık hissi hala gündemde. Ekonomik krizler ve artan malzeme fiyatları sebebiyle pahalılaşan ürünler, insanlarda daha zamansız ve uzun süreli giyebilecekleri kaliteli parçalara yönelmelerine sebep oldu…

Size ait 2023 / Hicaz koleksiyonu da var. Nereden geliyor bu isim?

İstanbul, tasarımlarımın en büyük ilham kaynağı. Daha önce İstanbul’un çiçeklerinden, farklı mimari ve sanatsal öğelerinden ilham aldığım koleksiyonlar tasarladım. Hicaz koleksiyonumda “İstanbul bir şarkı olsaydı, hangi makam olurdu?” sorusunu sordum. Çok sevdiğim müzisyen arkadaşım Meltem Taşkıran’la sohbetimizde Hicaz olması gerektiğini söyledi. Aynı zamanda Münir Nurettin Selçuk’un Aziz İstanbul şarkısının da hicaz makamı olduğunu fark ettim.

En çok nelere dikkat ettiniz bu koleksiyonda?

Her koleksiyonumun renk paleti, deseni çok önemlidir benim için. Bu koleksiyonda Azizi İstanbul şarkısını audio spektrometreden geçirdiğimizde karşımıza çıkan renkleri desen olarak kullandık. Aynı zamanda çıkan renkler de bana ilham verdi. Kültürel sürdürülebilirlik benim için çok önemli. Sahip olduğumuz değerleri bir sonraki nesil aktarmak en önemli misyonum diyebiliriz.

Bildiğim kadarıyla sevgili Yonca Evcimik de giydi bu koleksiyonu. Nasıl buluştunuz?

Sevgili Yonca Evcimik’i uzun bir süredir tanımaktayım. Arkadaş olarak öneminin yanında, Yonca benim için Türkiye’deki imaj ve stil kavramlarını başlatan ve popüler kültürü moda anlamında etkilemiş en önemli isim. Bu koleksiyonun parçalarının da onun sahnesine çok yakışacağını düşündüm.

Tepkisi nasıl oldu? Nasıl dönüşler aldınız?

Kendisi ile paylaştım ve severek taşıyacağını söyledi. Bizim defilede kullandığımız pantolon üzeri elbise olan looku kendisi giymeyi tercih etti. Basın bu yenilikçi seçimini ilgi ile karşıladı. Birçok magazin kanalı ve sosyal medya içerik üreticisinden olumlu tepkiler aldı. Ben çok beğendim. Umarım sizler de beğenmişsinizdir.

Yeni projeleriniz olacak mı?

Şu anda yeni sezon koleksiyonumun için çalışmaktayız. Yine Türkiye’nin önemli değerlerinden birisinden ilham aldığımız bir koleksiyon hazırlıyorum. Sürprizi bozulmasın. Bunun haricinde danışmanlık verdiğimiz markaların yeni sezonları ve biten sezonların çekimlerini yapıyoruz.

Sevgili Yonca Evcimik’i uzun bir süredir tanımaktayım. Arkadaş olarak öneminin yanında, Yonca benim için Türkiye’deki imaj ve stil kavramlarını başlatan ve popüler kültürü moda anlamında etkilemiş en önemli isim…

Çok teşekkür ederim bu özel röportajımız için. Son olarak moda ve hayata dair neler söylemek istersiniz?

Ben çok teşekkür ederim nazik röportaj davetiniz için, çok mutlu oldum. Sizler gibi değerli insanlar ile fikirlerimi paylaşmak benim için çok kıymetli. Ben modaya bir iş ya da profesyonel hayat olarak bakmıyorum. Moda, içerisinde hayatımızı sürdürdüğümüz bir gerçeklik. Her zaman üretmenin ve ürettiklerimi paylaşmanın keyfi beni mutlu ediyor.

Yorumlar

0 yorumlar