Ankara Life Dergisi

“Meşale Sönmeyecek”

Şehrin marka yayını Ankara Life Dergisi ekibi olarak Transparan Sanat Galerisi sahibi Gür Dalkıran’a konuk olduk. Gür Dalkıran; eşi ile birlikte 1995 senesinde açtığı sanat galerisi yolculuğunu ve devamında yapmış olduğu eserleri hakkındaki yorumlarını Ankara Life Dergisi’ne anlattı. Siz değerli okurlarımıza keyifli okumalar dileriz.
Röportaj: Hatice Şeyma Basut
Gür Bey sizi tanıyabilir miyiz? Resim yapmaya nasıl başladınız?
1940 yılında Ankara’da doğdum. Resime karşı yeteneğimi küçük yaşlarımda ilk anlayan ve teşvik eden kişi Üsküp göçmeni olan babam Osman Dalkıran’dır. İlk resimlerimi onun hazırladığı toz boya ve tutkaldan oluşan boyalarımla yaptım. Daha sonra Çankaya İlkokulu’nda öğretmenim Atiye Süerdinç’in sevgisi ve okul müdürü Rasim Akın’ın ilgileri sayesinde gelişmeler oldu. 11, 13 ve 17 yaşlarında üç kişisel sergi açtım. Yapı Kredi Bankası’nın düzenlediği yarışmada ve Kızılay’ın ilkokullar arasında düzenlediği yarışmada; Ankara Radyosu Çocuk Saati’nin açtığı iki yarışmada; Hindistan ve ABD Philadelphia’da yapılan yarışmalarda birincilik ve çeşitli ödüller aldım. Bu döneme ait iki resmim Cumhurbaşkanlığı Köşkü Koleksiyonu’nda yer almaktadır. Şubat 1967’de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Mimarlık Bölümü’nden birincilikle mezun oldum.
Küçük yaşta birincilik elde etmeniz ile size karşı gelen tepkiler ne yöndeydi? O zamanın şartları düşünüldüğünde bu durum çevreniz tarafından nasıl karşılandı?
Küçük yaşta elde ettiğim başarılar bazı gazetelerde haber olarak yapıldı. Ankara Radyosu Çocuk Saati’nde Mükerrem Kamil Su’nun yönetiminde Kartal Tibet, benimle canlı yayında röportaj yaptı. Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri, bana bir armağan vererek onurlandırdı. Bu gelişmeler, yakın çevremde, Çankaya İlkokulu ve Mimar Kemal Orta Okulu’ndaki öğretmenlerim ve öğrenci arkadaşlarım tarafından sevgi ve takdirle karşılandı. Bir gün Atatürk Köşkü’nün resmini yaparken, Cumhurbaşkanımız Celal Bayar arabadan inerek resmim ile ilgilendi, birkaç gün sonra da köşke davet edildim. Kendileri ve kızları Nilüfer Gürsoy benimle sohbet etti. Nilüfer Hanım, garsonun getirdiği gümüş takımlı çayı aldı ve elleri ile bana ikram etti. 13 yaşında bir çocuk olarak çayla birlikte aldığım dersi hiçbir zaman unutamam. Tevazu göstermek, büyüklüğü küçültmez daha da yüceltir. Bir müddet sonra bana; ‘Başka güzel yerlerde resim yapmak ister misin?’ sorusunun nedenini anladım ve resim yapmam için Yalova Termal ve Florya Köşk’lerinde beni misafir ettiler. Ayrıca İstanbul Resim Müzesi’ni gezmek mutluluğuma mutluluk kattı.
Açmış olduğunuz Transparan Sanat Galerisi’nin adı ve açılış tarihi de hayli dikkat çekici yönde. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz ? Neden bu isimde bir sanat galerisi açtınız ve açma fikriniz nasıl oluştu ?
Transparan Sanat Galerisi’ni 1995 yılında eşim Nihal Dalkıran, çocuklarımız Tonguç Dalkıran ve Boğaç Dalkıran ile birlikte kurduk. Ulu önder Atatürk’ün yaktığı sanat meşalesinin onu kaybettiğimiz andan itibaren yanmaya devam edeceğini vurgulamak için, açılışını Ata’yı kaybettiğimiz anın yıl dönümü olan 10 Kasım’da saat 9’u 5 geçe yaptık. Sloganımız; “Meşale Sönmeyecek” oldu.
Eserlerinizde arkeolojik figürlerin yer aldığını görüyoruz. Bir nevi birçok duygu ile bezenmiş bu tablolarda bize bir şeyler anlatılmak isteniyor gibi. Bundan dolayı neden böyle bir anlatım yapma yolunu tercih ettiniz?
Resimlerimde bugünün anadolu insanını, dünün anadolusunda yaratılmış olan arkeolojik figürler ile anlatıyorum. Böylelikle bizleri atalarımızla buluşturmuş oluyorum. Diğer yandan da resimsel fabl kullanarak günümüzde yaşanılan sorun ve haksızlıkları onların aracılığı ile gözler önüne sermekteyim. En ağır sorunların anlatımında dahi espri, şaka ve hiciv yolunu kullanmakta ve protest bir tavırla ders alınmak üzere bizlerin ve bizden sonraki nesillerin dikkatlerine sunmaktayım. Ünlü Sanat Tarihçisi İsmail Tunalı İstanbul’daki ofisinde bana şunları söyledi; “Senin resimlerin nevi şahsına ait resimlerdir. Resimlerinde Tanrısal bir şeyler var; olsa olsa sen bize rönesanstan kalan bir armağansın.”
Transparan Sanat Galerisi’ne ziyarete gelenler, eserleriniz hakkında ne gibi yorumlama yapıyor?
Sergilenen resimlerime genelde her kesimden ilgi büyük oluyor, çünkü insanlar ülkemizde yaşanmakta olan haksızlık ve kötülükleri hissediyor, fakat suskun kalıyorlar. Sergilerime gelince ise; resimlerimde anlatamadıklarının anlatılmışını buluyor ve çok etkileniyorlar, hatta beğenileri, tebrikleri bazen gözyaşlarına ve kucaklaşmalara dönüşüyor…
Gür Bey sizi tanıdığımıza Ankara Life ekibi olarak çok memnun olduk. Son olarak okuyucularımızın bilgilenmesi açısından eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Çalışmalarıma Transparan Sanat Galeri’mizde devam ediyorum ve duvarlarında resimlerim sergileniyor. Diğer yandan eşim Nihal Dalkıran’ın ev sahibeliği ile hazırlanan huzurlu ve sevgi dolu bir ortamda seçkin öğrencilerim ile atölye çalışmaları yapıyor ve sanatın güzelliklerini paylaşıyoruz. Sizleri de bekleriz… Unutmayın sloganımız; “Meşale sönmeyecek.” yaşananları insanlığa sunarak ebedileştiren Ankara Life’a teşekkür ederim.

Yorumlar

0 yorumlar