Başarılı Diyetisyen ve İnfluencer: Türkü Tengiz Aygün! Diyet Değil, Yaşam Tarzı
“Siz diyete değil, diyetiniz size uysun!”
Şehrin en çok okunan yayını Ankara Life dergisinin bu ayki sayısında uzman diyetisyen Türkü Tengiz Aygün’ü ağırladık. Hem başarılı bir diyetisyen hem de içerik üreticisi olan Aygün, sağlıklı beslenme konusundaki deneyimlerini ve sosyal medya üzerindeki etkilerini bizlerle paylaştı. Kendi yaşam tarzını ve beslenme alışkanlıklarını dengeleyen Aygün, takipçilerine sağlıklı yaşam konusunda ilham vermenin yanı sıra, diyetin geçici bir süreç değil, bir yaşam biçimi olduğunun da altını çizdi. Keyifli okumalar dileriz!
Röportaj: İrem Karaduman
Türkü Hanım, bize kısaca kendinizden ve kariyerinizden bahsedebilir misiniz?
25 yaşında, doğma büyüme İzmirli bir diyetisyenim. Lise yıllarımda kesin olarak karar verdiğim diyetisyenlik mesleği için Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünü tercih ettim ve 18 yaşında Ankara’da tek başıma yaşamaya başladım. Üniversite hayatım boyunca birçok staj deneyimi ve sosyal medya projelerinde gönüllü olarak yer aldım. Sosyal medyaya içerik üretimim, üniversite ikinci sınıfta çok değerli bir hocam sayesinde başladı. Bilimsel içerik üreticisi olarak yola çıkarken, kişisel hayatımdan da paylaşımlar yapmaya başlayınca iki ayrı hesap yönetme kararı aldım. Şu an, influencer modeliyle yürüttüğüm bir kişisel hesabım ve mesleki paylaşımlar yaptığım bir sağlıklı beslenme hesabım var.
Sosyal medya platformlarında İnfluencer olarak yer almanın sizin için avantajları ve zorlukları neler?
Sosyal medyanın hayatıma birçok olumlu yansıması oluyor. Kendimi bildim bileli popüler olan hemen her platformda belirli dönemlerde içerik ürettim. Bu süreç, başlangıçta bir hobi gibi başladı, ama zamanla kendimi geliştirdikçe işime de olumlu bir şekilde yansıdı. Yeni insanlarla tanışmak, insanlara kolayca ulaşmak, çeşitli konularda öneriler alıp vermek ve yeni markalarla tanışıp ürünlerini deneyimlemek gibi hem keyifli hem de kullanışlı birçok yönü benim için çok değerli. Özellikle evlilik sürecimde, bu dönemde olan birçok kadına fikir vererek onlara öncülük ettiğimi görmek benim için ayrı bir kıymet taşıyor. Elbette, güzel yanlarının yanında yüz yüze gelmediğim ve hayatımın yalnızca küçük bir kısmını gören kişilerin olumsuz yorumlarıyla da karşılaşabiliyorum. Ancak bu durum aşılabildiğinde içeriklerin sürekliliği etkilenmiyor. Bu tür yorumların benim hayatımla değil, yorum yapan kişilerin kendi hayatlarıyla ilgili olumsuz hisleriyle bağlantılı olduğunu kabul ederek, bu yorumların üzerimdeki etkisini azaltmayı başarıyorum.
Takipçilerinizle sağlıklı yaşam tarzı hakkında nasıl etkileşimde bulunuyorsunuz?
Kişisel hesabımda sağlıklı beslenme konusunda pek tavsiyede bulunmamaya özen gösteriyorum ve bu hesabı mesleki hesabımdan ayrı tutmaya çalışıyorum. Ancak sağlıklı beslenmeyi bir yaşam tarzı haline getirmeye çalıştığım için, yediğim yemekleri ve yaptığım tarifleri paylaşarak kişisel hesabımdan da ilham verebildiğimi düşünüyorum. Mesleki hesabımı ise daha çok diyet gerçeklerini konuşmak ve yaşam tarzı değişikliğinin nasıl yaratılabileceği üzerine kullanıyorum. Diyet yapmaktan yorulmuş ve beslenme konusunda kafası karışmış bireylere bu alanda yardımcı olmayı hedefliyorum.
Diyet yaparken karşılaşılan en yaygın hatalar ve bunların nasıl aşılabileceği hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Diyet deneyimi olan bireylerde karşılaştığım en büyük yanlışlardan bazıları şunlardır: diyetin geçici bir süreç olarak görülmesi ve diyetin bozulabilen, telafi edilmesi gereken bir şey olarak düşünülmesi. Beslenme, ömür boyu sürecek en temel eylemlerden biridir. Bu noktada, hayatımızın tek bir çizgide ilerlemesini beklemediğimiz gibi, beslenmemizin de inişleri ve çıkışları olabileceğini kabul etmemiz gerekir. Diyetisyenle çalışmayı bıraktıktan sonra sürdüremeyeceğinizi düşündüğünüz hiçbir alışkanlığı diyet döneminde uygulamaya zorlamamalısınız. Ayrıca, yediklerimizin sadece fizyolojik anlamda sağlıklı olmasını beklemek de yanlıştır. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlık, hem sosyal hem zihinsel hem de fizyolojik anlamda iyi olma halidir. Bu nedenle, öğünlerinizi bu üç alanda da denge sağlayacak şekilde oluşturmalısınız. Kendinizi soyutladığınız veya yasak gördüğünüz besinler, sosyal ve mental açıdan olumsuz etkileyebilir; bu da bir şeylerin yanlış gittiğinin göstergesidir. Bu durumların aşılabilmesi için birkaç ayınızı kilo verme uğruna katı kurallar içinde geçirmek yerine, daha uzun süreli, küçük ama doğru hedefler koyarak alışkanlık değişikliği sürecini takip etmelisiniz. Verilen diyet listelerini uygulamaya çalışmak yerine, beslenme programınızın hayatınıza uyacak şekilde düzenlenmesi önemlidir.
Sosyal medyanın sağlıklı yaşam ve beslenme alanındaki etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ne yazık ki sosyal medyanın artık ticari bir platforma dönüşmeye başladığını gözlemliyorum. Sağlık alanı ticaretle karıştırılamaz; verilen her bilgi son derece kıymetlidir ve bilimsel destek gerektirir. Bilimsel geçerlilik içinse tek bir araştırma yeterli değildir. Ancak etkileşim ve maddi çıkarlar uğruna insan sağlığının hiçe sayılması, günümüzün korkutucu bir gerçeğidir. Ben içerik üretmeye karar verdiğimde, ulaşabildiğim kadar insana beslenme alanında en doğru bilgileri sunmayı hedefleyerek yola çıktım. Tabii ki sosyal medyanın olumsuz yönlerinin yanı sıra olumlu yanları da mevcut. Doğru bir kullanım ile birçok insana tek tuşla ulaşabilmek olumlu sonuçlar doğurabilir. Örneğin, sağlıklı tariflere kolayca ulaşmak ve yaşam tarzını beğendiğimiz kişilerden ilham alarak kendi alışkanlıklarımızda değişiklikler yapmak gibi faydalar sunmaktadır. Sosyal medyayı kullanırken bireylerin dikkat etmesi gereken en önemli nokta, gerçeklikten kopmamaktır. Duydukları bilgileri kendi mantık çerçevelerinde değerlendirmeden uygulamaya geçirmemelidirler. Unutulmamalıdır ki sosyal medya, hayatlarımızın sadece çok küçük bir bölümünü ve genel olarak mutlu olduğumuz anları yansıtmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, ulaşamayacağımız veya bize iyi gelmediğini düşündüğümüz hiçbir hesaba kendimizi kaptırmamaya özen göstermeliyiz.
Şu anda beslenme alanında nasıl bir hizmet veriyorsunuz?
Şu an danışmanlık hizmeti verdiğim bireyler, genellikle partneriyle birlikte yaşayan, evden çalışan veya çalışmayan, diyet geçmişi olan ve katı diyet kalıplarından sıkılmış, verdiği kiloları sürekli geri alan kadınlardan oluşuyor. Verdiğim hizmette, diyet listelerini oluştururken kişinin yaşantısına dair detaylı bilgiler topluyorum. Haftalık olarak ihtiyaçlarına yönelik en uygun önerilerle yeni alışkanlıklar kazandırmayı hedefliyorum. Görüşmelerimizde haftalık beslenme eğitimleri vererek beslenme bilincini daha net oturtmaya çalışıyoruz; böylece daha gerçekçi ve sürdürülebilir alışkanlıklar elde ediyor ve kilo alıp verme döngüsünün önüne geçmeyi başarıyoruz. Beslenmemizde ufak değişikliklerle yasakların olmadığı, kendi beslenmemizi yönetebildiğimiz ve vücudumuzu dinlemeyi öğrendiğimiz bir düzende ilerliyoruz. Kısacası, kendimizi ve ihtiyaçlarımızı daha net tanıyabildiğimiz, bedenimizle ve besinlerle barışık olduğumuz, dengeli ve keyifli bir süreç geçiriyoruz; bu da hayat kalitemizi oldukça yükseltiyor. Diyetteki mottom her zaman şudur: “Siz diyete değil, diyetiniz size uysun!”