Yılların Lezzeti Hep Aynı Adreste:Yıldız Aspava
Yıllardır bir Ankaralı olarak birçok Aspava’da tadım deneyimlerinde bulundum. Sanırım şimdi tam da doğru adresteyim. Neden mi? Aspava’nın doğuşuna şöyle bir döndüğümüzde 1950 yıllarının polisiye roman kahramanı Murat Davman’nın şerefe sözcüğü yerine kullandığı Aspava sözcüğünün anlamı kendisine sorulduğunda ‘’Allah Saadet Para Aşk Versin Amin’’ demişti. Günümüzde ise ‘’Allah Sağlık Para Afiyet Versin Amin’’ olarak şimdiki halini almış. İşte diyeceğim odur ki; tam da bu sözlerin hakkını veren mekân işletmecisi Hüsamettin Bey ve Oğuz Bey’in işlerine ve müşterilerine gösterdikleri özen sanki bu sözcüklerin tekrarı gibi. Mekânda da ilk dikkatimi çeken hijyendi doğrusu. Gelelim lezzetlerine…
Mekânı diğer ‘Aspava’lardan farklı kılan; ikramlıkların bir hayli fazla olması. Şimdi bir nefeste ikramlıkları sayacak olursam etsiz çiğ köfte, mevsim salata, domates biber közleme, ezme, patates kızartması, soğan, turşu, cacık, lavaş, ayran, irmik helvası, semaver çay ve Dibek kahvesi. Evet evet, yanlış duymadınız bunların hepsi ikramlıklar. Hem de öyle ufak değil, ciddi ciddi karın doyurur cinsten yani. Üstelik hepsi de özenle hazırlanmış. Özellikle diğer masaları izledim gerçekten herkese aynı gidiyor, tabi ki gelen kişi sayısı kadar boyutta. Bunun da nedeni israfı önlemek. Takdir ettim doğrusu.
Yemek tadımlarına sıra geldiğinde şöyle görkemlisinden bir Aspava Special Karışık Kebap geldi ki önüme sormayın, tam bir sanat eseri doğrusu. Hemen ilk sorduğum soru etleri nereden aldıkları oldu.
Amasya ve Kızılcahamam’dan aldıklarını söylediler. Bu Special’in içinde Kuzu şiş, Sebzeli Adana, Urfa, Ciğer Şiş, Tavuk, Döner ve Fındık Lahmacun, Patlıcan Kebabı vardı. Her biri birbirinden lezzetli olan bu yiyeceklerde dikkatimi çeken dönerin dana buttan yapılması, etin günlük olarak getirilmesi ve marine edilmesi. Etin en kalitelisi alınınca lezzet de kaçınılmaz oluyor sizce de öyle değil mi? Kuzu şişteki kuyruk yağı zaten aklımı henüz almışken bir de üstüne Adana kebabın sebzeli versiyonu âdeta damağımı çatlattı. Tam bir lezzet şöleni…
Yemeğin üzerine gelen irmik helvasının altında gizli kaymaklı dondurması da “hah şimdi oldu” dedirtti adeta. Semaver keyfi ve bir de üzerine köpüklüsünden Dibek kahvesi. Ne olursunuz değmeyin keyfime…
Tabi bu lezzetlerin gerçek mimarlarına da bir alkış lazım. Ustalarımız Urfa, Yozgat ve Çorum’dan. Hepsi de işinin erbabı. Hele ki bu işin mimarları Hüsamettin Bey ve Oğuz Bey’in de elinin değmesiyle farklı bir coşku olmuşmuş doğrusu.
Evet yazım bitti ama lezzetlerin damağımdaki tadı henüz bitmedi. Sizin de tadı damağımızda kalacağını umduğum bu mekâna yolunuzu en kısa zamanda düşürmeniz dileğiyle…
Ağzınızın tadı hiç bozulmasın… Sevgiyle…
Yorumlar
0 yorumlar