Bulut Grup İnşaat; Süleyman Karagöz
Bulut Grup İnşaat’ın Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Karagöz, başkentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi’ne konuk oldu. Süleyman Karagöz, inşaat sektörü ile ilgili değerlendirmelerini siz değerli okurlarımız adına paylaştı.
Röportaj: Hatice Şeyma Basut
Süleyman Bey sizce inşaat mühendisliğinin yapım aşamaları neleri kapsamaktadır?
Yapılacak bir işin ön fizibilitesini yapmak ve ardından planlama olması önemlidir. Planlama sonrası projelendirme ve tasarım yapma, projelendirme sonrası yapım işlerini kapsamaktadır. Yapım ve kontrollerin denetimi de yine bu aşamalar içerisine girmektedir
.
İnşaat mühendisliğinin belirli ana faaliyet noktaları nelerdir?
Birçok konuyu içinde barındıran inşaat mühendisliğinin faaliyet noktalarına baktığımızda ise şunları görmekteyiz; çevre, jeoloji ve toprak bilimi, Geoteknik, hidrolik, hidroloji ve su yapıları bilimi, Statik ve Mukavemet bilimi, şehircilik, imar ve kentleşme bilimi, Ölçme, tasarlama ve projelendirme bilimi, , yapı malzemeleri bilimi, ulaştırma ve haberleşme bilimi vb. konular yer almaktadır.
Sizce inşaat mühendisliğinde mesleki ilerleme nasıl olur?
İnşaat Mühendisi temel meslek eğitimini bitirdikten sonra; meslek odalarının, firmaların, şirketlerin açmış oldukları mesleki eğitim derslerine katılabilirler. Bunun yanında üniversitede kalarak akademik kariyer yapabilirler. Sürekli yeni inşaat teknolojilerini takip ederek kendi projelerine entegre etmelidir.
Sizce inşaat sektöründe iktisadi anlamda konut sorunu var mı?
Konut sorununun aslında bir iktisadi sorun olduğu söylenebilir. Öyle ki konut üretimi; emek, sermaye ve doğal kaynak kullanımını gerektiren bir üretim biçimidir. Dolayısıyla üretim sonucuna erişebilmek için maliyet analizi ve kaynak tahsisi gerekmektedir. Kısıtlı kaynaklar altında konut üretimi gerçekleştirileceği için üretimde iktisadi kararların alınması kaçınılmazdır. Güncel enflasyon rakamları, geleceğe yönelik beklentiler, faiz oranları ve gelir durumu iktisadi kararların alınmasında etkili olmaktadır. Söz konusu bu durumlar sadece konut arzında değil talebinde de etkili olmaktadır. Konut sektörünün ekonominin önemli bir yapı taşı olduğu aşikârdır. Hem istihdam yaratma oranı hem de kredi kullandırma etkisi ile oldukça büyük bir paya sahiptir. Ayrıca konut sektöründe emek; yoğun bir sektör olarak ekonomiler için önemli bir istihdam alanıdır. Konut sektörüne yatırım yapılarak çok farklı üretim sektörlerini de harekete geçirmek, ekonomiyi canlandırmak mümkündür. Bu durum, konut sektörünün geri bağlantılarının güçlü etkiye sahip olmasından kaynaklanmaktadır. Konut sektöründeki bir birimlik artış, demir-çelik, çimento sektörlerinde direkt etkilerken, demir-çelik ve çimento sektörlerindeki artış da ekonomideki pek çok sektörü etkileyerek dolaylı bir etki yaratır. Konut sektörünün geri bağlantısı alt sektörleri harekete geçirebilmesinden gelmektedir, fakat konutun kendisi nihai bir ürün olduğu için ileri bağlantısı ekonomik açıdan değerlendirildiğinde sıfırdır.
Süleyman Bey, inşaat sektörünün ülke ekonomisine katkısı nedir?
Kamu ve özel sektörün üzerine birlikte yoğunlaştığı inşaat sektörü, ülke ekonomisini doğrudan uyarması ve diğer sektörlerle olan yoğun ilişkisi sayesinde en önemli sektörlerden birisidir. Sektör üretimde kullanılacak mal ve hizmetlerin altyapısını kendisi sağlamakla kalmayıp, bu mal ve hizmetleri üretimde kullanmaktadır. Bununla birlikte inşaat sektörü emek ve yoğun bir sektör olduğundan dolayı istihdam oluşturma gücü bakımından ve Gayri Safi Yurt içi Hasıla’daki (GSYİH) payı ile de ekonomi içerisindeki önemli rolünü ortaya koymaktadır. İnşaat sektörünün çıktı belirleyicileri, sabit sermaye yatırımlarının yapı ile ilgili kısımlarından ve diğer sektörlerden yapılan doğrudan yatırımlardan oluşmaktadır. İnşaat sektörü bina inşaatı ve hatta bina dışı inşaat faaliyetleri yürütmesi nedeniyle, üretimde kullandığı girdiler ve bu girdileri işlemek için çalıştırdığı istihdam sayısı ile ülke ekonomisindeki en güçlü iktisadi sistemlerden birisi olmaktadır. Sektör, durgunluk dönemlerindeki ekonomiyi harekete geçirme özelliği sayesinde ekonomik kalkınma ve büyüme süreci içerisinde etkin bir rol üstlenmektedir. Bu sektörün nihai malları olan baraj, köprü, otoyol, fabrika, liman, hastane, okul, konut vs. bütün yapılar yatırım malları olarak değerlendirilmektedir. Bu yapılar diğer mal ve hizmetlerin üretiminde kullanıldığı için katma değer yaratma açısından ekonomi dinamiğinde ilk sıralarda yer almaktadır. Bu sebeple diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi gelişmekte olan ülkemizde de ekonomik büyümeyi hızlandıran ve yatırım mallarının üretilmesini sağlayan en büyük ve kapsamlı sektörlerden birisi olduğunu belirtmek gerekir.
Ekonomik krizlerin inşaat sektörüne etkisi nedir?
İnsanoğlu doğası gereği kötü anıları unutma eğiliminde olmuştur. Sektörleri var eden şirketlerin ise; krizleri unutmaktan ziyade krizlerle bir arada var olmayı öğrenmeleri gerekmektedir. Bu öğreniş firmaların, ne zaman ortaya çıkacağı önceden tahmin edilemeyen krizlere karşı finansal ve yapısal sistemlerini güçlendirmelerini sağlayacaktır. Kriz kavramı her durumda bir karmaşadır ve her karmaşa durumunda olduğu gibi karmaşanın sonunda birileri kaybetmiş birileri kazanmış olacaktır. Ekonomik krizler yapısı gereği göreceli olarak düzenli biçimde ortaya çıkmalarına rağmen önceden tahmin edilme olasılıkları çok düşüktür. Bu nedenle örgütler, olağanüstü piyasa olaylarının sonuçlarını göz önünde bulundurarak risk yönetimi planlarını bu çerçevede gerçekleştirmelidirler.
Son olarak inşaat sektöründe Ar-Ge çalışmalarının öneminden kısaca bahseder misiniz?
Türkiye’de ulusal Ar-Ge çalışmaları, KOSGEB’in belirli imkanlarından yararlanılarak, Dış Ticaret Müsteşarlığı’nın Ar-Ge yardımlarıyla ya da TÜBİTAK’ın geliştirdiği çeşitli Ar-Ge destekleriyle teknolojik bir buluşu, yöntem, hizmet veya ticari bir ürün haline dönüştürmek için çalışma halinde oldukları teknolojik geliştirme bölgelerinin faaliyete geçirilmesiyle desteklenmektedir. Bu çalışmaların sektörlere ilişkin kapsamının ne oranda olduğu tam olarak bilinmemekle beraber, yapı sektörüne olan Ar-Ge çalışmalarının yeterli olmadığı gözlenmektedir. Türkiye’de kalıp ve iskele sistemlerinin üretimi açısından herhangi bir standart bulunmamaktadır. Ancak son yıllarda atılan adımlarla kalite ve standartlar açısından ilerleme kaydedilmiştir. Yerli üreticilerin başarılı olan planlamaları ve Ar-Ge temelli faaliyetleri sektöre önemli faydalar sağlamaktadır. Yerli üreticiler arasında merdiven altı üreticilerin bulunması sorunu devam etse de, Ar-Ge çalışmaları neticesinde standartlar konusunda önemli adımlar atılmıştır. Nitelikli iş gücü, inşaat malzemeleri ve inşaat sektörünün gelişiminde önemli roller oynamaktadır. Sektörün teknolojiye odaklı bir sektör olması için nitelikli iş gücünün önemi vardır. Yetişmiş Ar-Ge personeli için inşaat sektörünün cazip hale getirilmesi, yeni Ar-Ge personellerinin yetiştirilmesini ve istihdam edilmesini, ayrıca sektörün teknolojik kapasitesinin ve yeteneklerinin artışını sağlayacaktır.
Yorumlar
0 yorumlar