Ankara Life Dergisi

İnsan Odaklı, Yenilikçi, Profesyonel İş İnsanı, Mimar Temel Mert Dikmetaş

Başkentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi olarak, Dikmetaş Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mimar Temel Mert Dikmetaş ile bir araya geldik. Dikmetaş Grup’un sektöre girme hikayesinden faaliyet alanlarına, pandemi dönemi ve sonrasında gerçekleşen değişimlere ve sektöre yönelik genel değerlendirmelerini anlatan Temel Mert Dikmetaş ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. İyi okumalar dileriz.

Röportaj: Hatice Şeyma Basut

Temel Mert Bey, öncelikle sizi tanıyarak başlayalım röportajımıza. Temel Mert Dikmetaş kimdir? Hobileriniz nelerdir biraz bahseder misiniz?
1 Aralık 1993 yılında Ankara Çankaya’da doğdum. Aslen Giresun Göreleliyim. Topal Osman’ın soyundan gelen bir Çepni Türkü’yüm. İki kardeşiz bir tane ablam var. Çankaya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden 2016 yılında mezun oldum. Çalışma hayatıma aile şirketimiz olan Dikmetaş Şirketler Grubu’nda Mimar olarak başladım ve halen faaliyetlerime devam etmekteyim. Hobilerime gelecek olursak; hayvanları çok severim özellikle atları, onların dostluğu, vefası ne yazık ki insanoğlunda yok. Onlar bizim en iyi dostlarımızdır. Bunun haricinde arabalar benim vazgeçilmezim diyebilirim. Bu tutku çocukluğumdan geliyor, babamın arabalara olan merakı sayesinde ben de bu konuda oldukça meraklıyım. Babamın sahip olduğu klasik otomobil koleksiyonuna her zaman imrenmişimdir. Hayallerim arasında bu koleksiyona katmak istediğim ender araçlar bulunuyor.

Temel Mert Bey, sektöre giriş hikayeniz nasıl ve ne zaman gerçekleşti?
Ailem 52 yıldır Ankara’da yaşıyor. Bu 52 yılın yarısını ticarete, yarısını devletin en üst kademelerinde bürokrat olarak hizmet vermeye adamış hukukçu bir babanın oğluyum. Dolayısıyla çocukluğumdan beri iş hayatının içerisindeyim diyebilirim. Şu anda sahibi olduğum Dikmetaş Şirketler Grubu 2000 yılında kuruldu. 2018 yılından bu yana da benim himayemde yine inşaat, sağlık, eğitim sektörlerinde faaliyet göstermektedir.

Dikmetaş Grup’un faaliyet alanlarından bahseder misiniz, neleri kapsamaktadır?
Dikmetaş Grup; inşaat, eğitim, sağlık alanlarında hizmet vermektedir. Ankara’da kurmuş olduğumuz 8300 metrekare kapalı alana sahip özel hastanemiz mevcut olup, aynı zamanda Ankara’da faaliyet gösteren kolejimiz bulunmaktadır. İnşaat ise; bizim mihenk taşımızdır. Kendimi bildim bileli bu işlerin yanında her zaman bir yerde şantiyemiz oldu.

Dikmetaş Grup olarak geniş bir yelpazede hizmet vermektesiniz. Hedef kitlenize yönelik yaptığınız çalışmalarda, proje geliştirirken en önemli kriterleriniz nelerdir? Neden tercih sebebi olmalısınız?
Dikmetaş Grup olarak vizyonumuz; ‘İnsan’ odaklı bir yaklaşımla Türkiye’de ve hizmet verdiğimiz tüm ülkelerde ‘Lider Grup’ konumuna erişmektir. Dikmetaş Şirketler Grubu; birlik ve bütünlük, anlayış, mükemmellik, sorumluluk, yaratıcılık gibi unsurları temel alan birtakım değerleri kuruluşundan beri esas almaktadır. Bu değerler tüm grup şirketlerinde alınan her iş kararına rehberlik etmektedir.

Yaklaşık iki yıl boyunca sıkıntılı bir pandemi dönemi geçirdik. Pandemi dönemi sonrasında inşaat, eğitim ve sağlık sektörlerinizde ne gibi değişimler söz konusu oldu?
Pandeminin etkisi inşaat sektöründe pozitif yönde bir dönüşümün kapısını araladı ve birçok firma olarak biz de konvansiyonel uygulamalardan yenilikçi çözümlere yöneldik. Dikmetaş Grup olarak; yalın inşaat tekniklerini pandemiden sonra daha çok uygulamaya başladık. Zira yalın tekniklerin temelinde ‘İnsana saygı’ prensibi yer almaktadır. Kısacası sektöre nefes aldırabilecek uygulamalar arasında yalın inşaat uygulamaların inovatif ve akılcı yaklaşımlarıyla yola devam etmekteyiz. Sağlık sektöründe ise; hızlı karar almak ve doğru uygulamalarla süreç yönetmek dışında bir şansınız olmuyor. Krize adaptasyon hızlı oldu, aslında zorunlu olarak böyle oldu. İlk önceliğimiz, çalışanlarımızın ve çevrelerinin sağlığını korumaktı. Bu konuda çalışma planları, eğitimler, koruyucu ekipmanlar gibi proaktif yaklaşımlarımızı oluşturduk. Medikal ve idari koordinasyon ekipleri oluşturduk ve birlikte aldığımız kararları enfeksiyon kontrol grubuyla, bilimsel temelini atarak uygulamaya koyduk. Pandemi sürecinin başlaması ile uzaktan eğitim sisteminin temelleri atılmaya ve yeni bir eğitim düzeni oluşturulmaya başlandı. Öğrenciler, veliler ve öğretmenler kendilerini daha önce alışkın olmadıkları bir durumun içinde buldular. Bir anlamda bu sürecin başlamasıyla birlikte dijital bir dönüşüm yaşanmaya başladı. Biz de buna uyum sağladık.

Size göre içinde yer aldığınız, bizim de şirketler grubu olarak niteleyebileceğimiz alanlarda en önemli sorunlar nelerdir?
Bizim bulunduğumuz sektörler, Türkiye’nin ve dünyanın aslında ana hizmet sektörleridir. Hem işletme hem de istihdam olarak işini kaybedenlerin önemli kısmı bu sektörlerde yer alıyor. Türkiye’de hizmet sektöründe maalesef sosyal güvencesi olmadan çalışan ve çalıştırılanların sayısı da çok fazla ve bu büyük bir sorun. Bunun temelinde insana olan saygı ve insanın kendisine olan öz saygısı bulunmaktadır.

İnşaat sektöründe iş güvenliği sicili pek olumlu gözükmüyor. Sizce bu durumun temel sebebi nedir ve çözüm önerileriniz nelerdir? İnşaat sektörünün geleceği hakkında genel bir değerlendirme yapmanızı istesek, neler söylersiniz?
Sektörde geçmiş yıllarda meydana gelen ölümlü iş kazalarının gerçekleşme şekilleri özelinde yapılan araştırmalar, yaşanan ölümlerin %35 ila %45 arası değişen oranlarda yüksekten düşme kaynaklı gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Yaşanan iş kazalarının önlenebilmesi, kayıpların en aza indirilebilmesi ve sektördeki tüm tarafların bilinçlenmesini sağlamak amacıyla Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde, Avrupa müktesebatındaki iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 78’inci maddesine dayanılarak 2003 ve 2004 yıllarında yayımlanan yönetmeliklerle ülkemiz çalışma hayatına kazandırılmıştır. Söz konusu mevzuatlar, 20/6/2012 tarihli 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında güncellenmiştir. Bunlar göz önüne alınarak sahada çalışıldığı zaman her şey daha güzel olacaktır. İnşaat dünyasının geleceği için şöyle basit bir öngörüde bulunursam yanılmayacağımı düşünüyorum. Son yıllarda özellikle Çin’deki ucuz insan gücüne karşı Batı’da üretilmiş, işçiliği ve maliyetleri düşürerek, kârlılığı artırmayı hedefleyen anlayışın benzerini inşaat alanında yaşamaya hazır olmalıyız.

Eğitim ve sağlık sektöründe girişimcilik potansiyelinin seyri ne yönde ilerliyor?
Türkiye’nin ve dünyanın en önemli temel iki sektörüdür; eğitim ve sağlık. İnsan sağlığından sonra eğitimine önem vermelidir. Eğitim seviyesi yüksek olan toplumların her zaman refah seviyesi de yüksektir. Dolayısıyla her iki sektörde varlığımızı sürdürdüğümüz sürece ne yapıyorsak her zaman devletimize ve milletimize en yararlı olacak şekilde her şeyin en iyisini yapmaya çalışarak mükemmelliyetçiliği ön planda tutuyoruz. Tabii bu anlamda yenilikçi anlayışımız her zaman olmalıdır ki biz ekip olarak bunu destekliyoruz. Bu sektörde girişimci arkadaşlara da korkmadan hareket etmeleri gerektiğini söylemem daha doğru olur. Eğer tedirgin olarak bir işe koyulursanız ki eğitim ve sağlıkta hiçbir zaman hata kabul edilemez, işte o zaman başarısızlığa mahkum olursunuz. Her zaman korkmadan ve yenilikçi girişimlerimizle Dikmetaş Şirketler Grubu olarak; bu vatana hizmet etmeye devam edeceğiz.

Mimarlık alanınız hakkında da kısaca bilgi almak istiyoruz. Faaliyetlerinizden, hedef kitlenizin kimleri kapsadığından bahseder misiniz?
Mimarlık benim için sevgili gibidir. Her mimarın olduğu gibi benim de bir tasarım çizgim var. Benim tasarım çizgim de çoğunlukla formun fonksiyonunu takip etmek olduğunu söyleyebilirim. Tasarım bir ihtiyaca cevap vermek zorundadır. Bu cevabı verirken de form ve malzeme ile kullanıcıyı şaşırtmak benim için önemlidir. Mimarlığıma gelince; hem bulunduğu çevreye değer katacak hem de içinde ve dışındaki kullanıcılara iyi bir yaşam kurgulayan binalar yaratmak, benim mimarlık anlayışımı belirliyor.

Son olarak genç bir girişimci olmanın sizde yarattığı duygular nelerdir?
Türkiye’de girişimcilik yükselen bir değer bu da çok güzel bir gelişme, herkes elinden geldiğince girişimcilik ile ilgili bir şeyler yapmaya çalışıyor. Tabii bu durumda girişimci olmayıp ama girişimciliği anlatan insanların sayısını çoğaltıyor. Bir de yapılan birçok projede, projeden ziyade reklama para harcanıyor; bunun sonucu olarak da kalite düşüyor, ama biz zamanla bunları aşıyor olacağız. Biz Dikmetaş Grup olarak her zaman şunu söylüyoruz; hayat zor ve acımasız bir oyundur. Bizler yaşadığımız sürece bu oyuna dahiliz ve bu oyunun hakkını vermeliyiz.

Yorumlar

0 yorumlar