Ankara Life Dergisi

Çocuklarda İdrar Yolu Enfeksiyonu, Ailevi Akdeniz Ateşi, Hidronefroz’a Dair Her Şey

Başkentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi, Özel Çankaya Yaşam Hastanesi’nden Çocuk Nefroloji ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Süleyman Kalman’a konuk oldu. Ailevi Akdeniz Ateşi, çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu ve Hidronefroz hakkında merak ettiklerimizi yanıtlayan Süleyman Kalman’ın röportajı sizlerle…

Röportaj: Hatice Şeyma Basut

Süleyman Hocam öncelikle sizi tanıyalım. Süleyman Kalman kimdir?
1989 yılında Gülhane Askeri Tıp Fakültesi’ni bitirdim. 1996’da aynı kurumda çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı oldum. Bir süre Gölcük Deniz Hastanesi’nde görev yaptıktan sonra, yan dal sınavını kazanarak 2002 yılında Gazi Üniversitesi’nde çocuk nefroloji uzmanı, 2006 yılında doçent, 2011’de çocuk romatoloji uzmanı, 2013 yılında profesör oldum. 2013’de GATA’dan tabip albay rütbesi ile emekli olduktan sonra özel hastanelerde görev yapmaktayım.

Süleyman Hocam, Ailevi Akdeniz Ateşi rahatsızlığının belirtileri nelerdir? Tanı ve tedavisinde hangi uygulamalar bulunur?
Akdeniz bölgesi halkları başta olmak üzere sık görülen genetik geçişli (otozomal resesif) bir hastalıktır. Tekrarlayan ateş ve karın ağrıları, bazen eklem, kas ağrıları ve deri döküntüleri ile kendini belli eder. Hastalık çocukluk yaş grubunda başlaması ve geç tanı alıp, uygun tedavi edilememesi nedeniyle başta böbrekler olmak üzere bağırsak ve tiroid gibi organlarda zararlı bir protein diyebileceğimiz “amiloid” maddesi birikimi ile kendini gösterir. Bundan dolayı toplumumuzda taşıyıcılık oranının yüksek olduğu göz önüne alınarak, çocuklarda tekrarlayan karın ağrıları ve/veya herhangi bir enfeksiyon odağı ile açıklanmayan ateşlerde mutlaka otoinflamatuar bir hastalık olan AAA düşünülmelidir. Hastalığın erken tanısı klinik bulgularla konabileceği gibi AAA gen mutasyonu testi ile desteklenebilir. Tedavisinde bitkisel ve yan etkisi düşük bir ilaç olan kolşisin hamilelik dönemi dahi olmak üzere yaşam boyu güvenle kullanılabilir ve olguların çoğu bu tedaviye yanıt verir. Bu hastalıkta erken tanı ve düzenli kolşisin kullanımı ileride oluşabilecek sorunların önlenmesi açısından çok önemlidir.

Çocuklarda idrar yolu enfeksiyonunun belirtileri nedir? Bu durumun önüne nasıl geçebiliriz?
Çocuklarda idrar yolu enfeksiyonları, üst solunum yolu enfeksiyonları ve ishal-kusma sonucu oluşabilecek gastroenteritlerden sonra en sık görülen üçüncü hastalıktır. Bir yaşına kadar (özellikle sünnet dersi sebebiyle) erkeklerde, daha sonra yaşam boyu kız çocuklarında sık görülür. İdrar yolu enfeksiyonlarını diğer mikrobik hastalıklardan ayıran en önemli özellik, geçirdikten sonra kişide oluşabilecek zarar (sekel) ve enfeksiyona yol açan zemindir. Bu nedenle başta piyelonefrit dediğimiz ateşli ve böbreği tutan tipi başta olmak üzere sebebi araştırmak gerekir. Bu nedenler arasında idrar yollarında vezikoureteral reflü, darlık, mesane veya üreter anomalileri olabilir. İdrar yolu enfeksiyonlarının büyükçe kız çocuklarında altta yatan mesane fonksiyon bozuklukları ile birlikte olması da sık karşılaşılan bir durumdur. Bu durumlarda da düzelmeyen enfeksiyonlar ve giderek böbrek fonksiyonlarında bozulma, aynı zamanda idrar kontrolündeki bozukluk sebebiyle psikolojik sorunlar da ortaya çıkabilir. Unutulmaması gereken konulardan biri de, Batı ülkelerinin tersine gelişmekte olan ülkelerde kronik böbrek yetmezliklerinin en önemli nedenleri tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları ve bunların altında yatan anomaliler ile bunların böbreklerde yarattığı tahribattır.

Bir de Hidronefroz hakkında bilgi almak istiyoruz. Hidronefroz’un belirtisi, tanısı ve tedavisi nedir?
Günümüzde hamilelik takiplerinin özellikle ultrasonografi ile iyi yapılmasından dolayı bebekteki birtakım anomaliler erken saptanabilmektedir. Bunlardan biri de böbrek pelvisi (çıkışı) ve üriner sistemin normalin üzerindeki genişlemeleridir. Bu duruma da Hidronefroz denir. Hidronefroz eğer anne karnında saptanmışsa mutlaka böbrek çaplarının doğumdan sonra da belli aralıklarla takip edilmesi, bu çocukların idrar yolu enfeksiyonu riski yönünden değerlendirilmesi gerekir. Hidronefroz hamilelikte amnios sıvısının azalması, akciğer fonksiyonlarının etkilenmesi ile birlikte ise böyle bebeklere erken müdahale gerekebilir. Hidronefroz’da pelvis çapları ultrasonografi ile belli aralıklarla takip edilirken, bazen bu hastalara düşük dozda profilaktik (koruyucu) antibiyotik uygulaması, bazen de böbrek fonksiyonlarının belirlenmesi amacıyla sintigrafik tetkikler ile çocuk ürolojisi konsültasyonları gerekebilir.

Son olarak bu rahatsızlıkları taşıyanlara ve ebeveynlere ne gibi önerilerde bulunursunuz?
Bu hastalıkların tümünde erken tanı, yakın takip ve tedavi ileride oluşabilecek geri dönüşümsüz durumların önlenmesi açısından yaşamsal önem taşımakta ve ailelere azami özen önerilmektedir.

Yorumlar

0 yorumlar