Ankara Life Dergisi

Dr. Evren Koçbulut

Tüp bebek tedavisi nasıl bir süreçtir? Başarı oranı nedir? Başarıyı etkileyen faktörler nelerdir? Tüp bebek başarı oranı nasıl artırılır? Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Evren Koçbulut kentin en çok okunan yayını
Ankara Life Dergisi okurları için yanıtladı…

İnfertilite yani kısırlık nedir? Temel sebepleri nelerdir?
Çiftlerin korunmasız olarak doğal ilişkiyi gerçekleştirmesine rağmen 1 yıl içinde gebelik elde edememesi durumunu infertilite olarak açıklayabiliriz.. Özellikle kadın yaşının 35’e yaklaştığı durumlarda çiftleri değerlendirmek için her zaman 1 yılı beklemeden bu süreyi 6 ay’a, yaşın 38’e yaklaştığı durumlarda ise 3 aya indiriyoruz

Tüp bebek tedavisi nedir, hangi durumlarda uygulanabilir?
Tüp bebek, yumurta ve sperm hücrelerinin kadın ve erkekten ayrı ayrı alınarak laboratuvar ortamında yapay olarak döllenmesi ile oluşan embriyonun gelişimi sonrası kadın rahmine transfer edildiği yardımcı üreme yöntemidir. İlaçlarla yumurta büyütülmesi (ovulasyon indüksiyonu), yumurta toplanması (OPU) ve embriyonun transferi olmak üzere üç aşamadan oluşur. Kadın yumurta sayısının azaldığı, erkek sperm sayısının veya hareketin çok düşük olduğu, spermle yumurtanın doğal yolla buluşmasının imkânsız olduğu, kadının tüplerinin tıkalı olduğu durumlar ve bir takım genetik hastalıklar nedeniyle çocukları olmayan hastalarda sağlıklı embriyoyu seçmek zorunda olduğumuz zamanlarda mutlaka tüp bebek uygulaması gerekmektedir. . Bunların dışında; zamanlı ilişki, yumurta çatlatma ve aşılama gibi daha basit yöntemlerle gebelik elde edemeyen çiftlerde de son basamak tedavi yöntemidir.

Günümüzde tüp bebek uygulamalarının geçmişe oranla daha fazla yapılıyor olmasının ana sebepleri nelerdir? Bu durum aslında neye ve hangi soruna işaret etmektedir?
Günümüz dünyasında bilgiye ulaşmadaki kolaylık, tedavi yöntemlerinin toplum tarafından daha bilinir olması, toplumda tüp bebek tedavisine karşı olan sosyolojik önyargıların yıkılması gibi nedenler talebi artırırken, tedavi merkezi ve , tedaviyi uygulayabilecek uzman hekim/embriyolog sayılarının çoğalması da hizmet arzını artırmaktadır. Sonuç olarak toplam uygulama sayısındaki artış, arz ve talep ile doğru orantılıdır. Ayrıca tüp bebek tedavisinde ülkemizin başarısının birçok Avrupa ülkesinden daha yüksek olduğunu da belirtmek isterim.

Kadınların doğurganlığını etkileyen genetik ve çevresel faktörler nelerdir?
Bir kadının yumurta sayısı daha kendisi de annesinin karnında 20 haftalık bir bebekken genetik kodlarınca belirlenmektedir. Yani kadınlar biyolojik genetik bir mal varlığıyla dünyaya gelirler ve bu hazinelerini her ay harcarlar. Bazıları yumurtalarını erken, bazıları ise geç bitirir. Günümüzde nüfusun önemli bir kısmının şehirlerde yaşaması sonucu çevre kirliliği, toksik ve kimyasal gazlara maruz kalınması, tütün kullanımı, endüstriyel şekerlerin tüketiminde artış, ilaç kullanımı, karın bölgesine radyoterapi uygulanması, kemoterapiler, psikolojik travmalar, bir takım genetik ve bağışıklık sistemi hastalıkları, var olan yumurta rezervini azaltan önemli etkenler olarak sıralayabiliriz.

Tüp bebek uygulamalarında başarı oranı nedir?
Genel olarak tüp bebek tedavilerinde %40-50 düzeyinde bir başarı oranı verilebilir. Ancak tüp bebek başarısı ortaya konulan infertilite nedenlerine göre değişmektedir. Kadın yaşının genç olduğu durumlarda başarı oranı yüksek iken, kadın yaşının 43’ü geçtiği durumlarda başarı oranı %5’in altına düşmektedir. Çiftlere başarı oranları verilirken altta yatan sebepler iyi bilinmelidir. Ancak genel olarak genç yaş, tüp tıkanıklıkları, polikistik over sendromu ve erkek sperm sayı ve hareket azlığı olan çiftlerde başarı oranı %70’lere çıkabilirken ; ileri kadın yaşı, çikolata kisti, erken yumurtalık yetmezliklerinde başarı oranı daha düşüktür.

Doğal gebelik oranları neden düşüyor?
Günümüzde hayatın ve iş dünyasının kargaşası, eğitim ve kariyer planları, bir çocuk yetiştirmek için gereken ekonomik şartların olgunlaşmaması gibi birçok faktör evlilik veya çocuk sahibi olma planlarını geciktirmektedir. Benim önerim; çocuk planlayan ve göreceli olarak geç yaşta olan çiftlerin öncelikle bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurarak kadının yumurtalık rezervinin ve hormonal durumunun değerlendirilmesi, erkeğin üroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi ve spermiogram testi yaptırmasıdır. Bu değerlendirmeler sonucunda problem saptanan çiftlerin daha fazla zaman kaybetmeden yardımcı üreme tekniklerine başvurmaları gerekmektedir.. 35 yaşını geçen kadınların da yine yumurtalık rezervlerine baktırmaları, olası yumurtalık rezervi azalması bulguları olanların yumurta dondurma gibi teknolojiler hakkında bilgi almaları, bu yönteme sıcak bakan kadınların da yumurtalarını dondurması önerilmektedir.

Yumurta dondurma işlemi hangi durumlarda tercih ediliyor?
Yumurta dondurma; 35 yaşını geçen,yakın zamanda evlilik ve çocuk planlamayan,yumurta rezervlerinin azalmaya başladığı kadınlar için bir şans olarak düşünülmesi gereken bir uygulamadır. Yumurta, ne kadar erken yaşta dondurulursa başarı oranlarında o kadar artış gözlenir. Ancak ülkemizdeki mevcut mevzuat gereği yumurta dondurma hakkı şimdilik yumurtalık rezervinin azaldığı tıbbi testlerle kanıtlanan ve raporlanan hastalarımıza sağlanan bir haktır. Günümüzde bir çok kanser hastalığı modern tedavi yöntemleri ile tedavi edilebilmekte ve hastalar doğal yaşam sürelerini korumaktadırlar. Ancak radyoterapi ve kemoterapiler yumurtalıklarda kalıcı hasar bırakıp anne olma şanslarını ellerinden alabilir. Yumurta dondurma tedavisi bu grup hastalarımız için de umutlarının taze kalmasını sağlamaktadır. Bu hastalarda günümüzde ayrıca yumurtalık dokusu da dondurulabilmekte ve tedavileri bitince tekrar kendilerine nakledilebilmektedir.

Yorumlar

0 yorumlar