Ankara Life Dergisi

Hızlı ve Etkili Çözümler Sunan; Dereli Avukatlık Bürosu

Dereli Avukatlık Bürosu Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Emre Dereli, başkentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi ekibi ile bir araya geldi. Hüseyin Emre Dereli, avukatlık mesleğine giden yoldan, çalışmalarından, kadına yönelik şiddetin boşanma davalarına yansıyan yüzünden ve pandemi döneminde yaşanan boşanma davalarının artışına dair düşüncelerinin yer aldığı birçok konudan bahsetti. İyi okumalar dileriz.
Röportaj: Hatice Şeyma Basut
Öncelikle sizi tanıyarak başlayalım röportajımıza. Av. Hüseyin Emre Dereli kimdir, Avukatlık gibi zorlu bir mesleği seçmeye nasıl karar verdiniz?
Öncelikle tüm okurlarınıza sevgi, saygı ve selamlarımı iletiyorum. Esnaf bir ailenin ilk çocuğu olarak 1993 yılında Ankara Yenimahalle’de doğdum. Aslen Çankırılıyım. Lise eğitimimi Sincan Fatih Anadolu Lisesi’nde tamamladım, ardından Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi‘nden mezun oldum ve avukatlık staj eğitimimi Ankara Barosu’nda yaptım. Staj eğitimimi tamamladıktan hemen sonra 2017 yılında Dereli Avukatlık Bürosu’nu yine Ankara’da kurdum. Staj eğitimim ve avukatlık yaptığım süre boyunca ulusal ve uluslararası boyutta birçok eğitim programına katılarak kendimi her alanda geliştirmeye gayret gösterdim. 2019 yılında dünyalar güzeli eşimle evlendim ve 15 aylık dünyalar tatlısı bir erkek evlat sahibiyim.
Ailem ve akrabalarım arasında üniversite tahsilini tamamlamış ve bu alanda mesleğini icra eden ilk ve tek kişiyim. İlkokul ve lise hayatım boyunca, her zaman adalet duygusu ön planda olan, güçlünün değil haklının olduğu tarafta yer alan, duygularıyla değil vicdanı ile karar veren bir gençtim. Aslında hukuk fakültesini kazandığımda, avukatlık, hakim – savcılık ve akademisyenlik arasında bir seçim yapamamıştım. 2015 yılında izlediğim Making A Murderer isimli bir belgesel tüm düşüncelerimi değiştirdi. Yıllarca yok yere hapis yatan bir mahkumun hayatını, yargılanma ve aklanma sürecini anlatan bu belgeselde gördüğüm mahkeme sahneleri, avukatların inanılmaz gayreti ve yaptıkları savunmalar avukatlık mesleğini seçmemde en büyük etkendi. Geriye dönüp baktığımda, müvekkillerimin özgürlüklerine veya haklarına kavuştuklarında gözlerindeki o minnettar bakış, başardıklarım ve kat ettiğim yol iyi ki bu mesleği seçmişim dedirtiyor.

Diğer çalışmalarınızın yanında Ceza davaları ve boşanma davaları üzerine yoğun çalışmalar yapıyorsunuz. Uzmanlık alanlarınızdan olan bu konularda genel olarak hangi sorunlarla insanlar size başvuruyor?
Aslında sizin de söylediğiniz gibi, ceza davaları ve boşanma davaları benim uzmanlık alanlarımdan yalnızca ikisi. Ancak bu davalar üzerinde çalışmalar yaparken diğer davalara göre çok daha büyük bir mesleki tatmin duygusu yaşıyorsunuz. O nedenle, müvekkil adaylarımız bu dava türleri ile ilgili bir hukuki problemde bize başvururlarsa mümkün mertebe geri çevirmemeye gayret gösteriyorum.
Ceza davalarımızda üstlendiğimiz rol genellikle ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarda sanık vekilliği ağırlıklı oluyor. Bu nedenle bize başvuranlar genelde müvekkiller değil, tutuklu olan müvekkillerin ailelerinden oluşuyor. Ceza dosyalarında müvekkillerimizle ilgili suçlamalarda istenen hapis cezalarının alt sınırı genelde 5-10 yıldan başlıyor. O yüzden müvekkillerin beklentisi titizlikle dosyanın incelenmesi ve bir an evvel özgürlüklerine kavuşma noktasında birleşiyor.
Aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda çekişmeli boşanma davaları için ofisimizin kapısını çalan müvekkil adaylarımız, aile hukukunun diğer uyuşmazlıklarına oranla bir hayli yüksek konumda. Çekişmeli boşanma davaları kendi içerisinde konularına göre özel boşanma nedenleri ve genel boşanma nedenleri olarak birbirinden ayrılıyor. Özel ve genel boşanma nedenleri yine kendi içerilerinde bazı kategorilere ayrılıyorlar. Müvekkil adaylarımız çoğunlukla genel boşanma nedenlerinden olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı olarak açmak istedikleri boşanma, maddi – manevi tazminat, nafaka ve velayet talepleriyle bizlere başvuruyor. Bizler de müvekkillerimize boşanma konusunda kesin kararlı olup olmadıklarını soruyor, öncelikle anlaşmalı boşanmanın mümkün olup olmayacağını öğrendikten sonra, boşanma davalarının hayatlarındaki olumlu – olumsuz etkilerini, yaşayacakları psikolojiyi, dava sonrasındaki olası durumu izah ederek diğer şart ve koşullarda anlaşma sağlamamız halinde avukatlık hizmeti sunuyoruz.

Günümüzde kadınlar ekonomik, toplum baskısı, aile korkusu gibi nedenlerden dolayı bazen boşanamıyor. Bununla ilgili olarak neler yapılabilir? Boşanma davası açmak için belli bir evlilik süresi olmak zorunda mı? Süreç nasıl ilerliyor?
Boşanma davası açmak isteyen bir kadın, eğer ki ekonomik olarak iyi durumda değilse, belli başlı evraklar ile baroların adli yardım bürolarına müracaat ederek kendilerine avukat tayin edilmesini talep edebilmektedir. Dolayısıyla aslında boşanma davası açmak için ekonomik durumunuzun iyi veya kötü olmasının herhangi bir önemi bulunmamaktadır. Aradaki tek fark, birinde avukatınız şartları sağlamanız halinde baro tarafından atanırken, ekonomik durumu iyi olan bir kadın istediği avukatla görüşerek avukatın da işi kabul etmesi halinde kendi vekilini seçebilmektedir.
Toplum baskısı ve aile korkusu maalesef yalnızca kişinin aşabileceği bir engel olarak karşımıza çıkmaktadır. Buradaki baskılar eğer ki ısrarlı takip, tehdit, hakaret veya başka suçlara sebebiyet verecek düzeyde ise kadınlar 6284 sayılı yasanın imkanlarından faydalanabilmekte, şikayetçi olarak ve suç duyurusunda bulunarak bu eylemleri engelleyebilmektedir.
Çekişmeli boşanma davası açmak için evliliğin 1 dakika dahi sürmesi yeterlidir. Ancak anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi için eşlerin en az 1 yıllık evlilik süresini doldurması gerekmektedir. Evlilik birliği 1 yıldan az sürmüş, ancak eşler boşanma ve feri niteliğindeki talepler konusunda anlaşmış ise eşlerden birinin açacağı davayı diğerinin kabul etmesi ve dinlenen tanık anlatımlarıyla evlilik birliğinin sürdürülmesinde tarafların ve toplumun hiçbir menfaatinin kalmadığına mahkeme hâkimi tarafından kanaat getirilmesi halinde daha hızlı bir şekilde boşanmaya karar verilebilmektedir.
Çekişmeli boşanma dava sürecinde, öncelikle dilekçelerin teatisi aşaması tamamlanmakta bu aşamada Ekonomik ve Sosyal Durum Araştırma Raporları ilgili kolluk birimince mahkemeye gönderilmekte ardından ön inceleme duruşma günü verilerek uyuşmazlık konusu hususlar netleştirilmektedir. Ön inceleme duruşmasından sonra tahkikata geçilerek deliller toplanmakta, varsa tanıklar dinlenmekte, ADM ve SİR raporları tanzim edilmekte, son olarak sözlü yargılamaya geçilerek mahkemenin verdiği karar ile ilk derece mahkemesi aşaması tamamlanmaktadır. Taraflar gerekçeli kararın hukuka uygun olmadığı kanaatindeyse karara karşı istinaf yoluna başvurabilmekte, istinaf mahkemesi kararının da taraflardan biri veya her ikisi tarafından hukuka uygun bulunmaması halinde karar temyiz edilerek Yargıtay incelemesine gönderilmektedir. Bu süreç taraflarca hangi aşamaya kadar gidildiğine göre ortalama 1,5 yıl ile 4 yıl arasında değişmektedir.

Kısa bir süre önce pandemi dönemi geçirdik ve aile yaşantısı üzerine pek çok olumsuz etki yarattığını gözlemledik, buna istinaden de boşanmalara dair artışın hayli yüksek olduğunu gördük. Avukat olarak bu süreci nasıl yorumlarsınız, yaşanan sıkıntıların temelinde ne gibi çözüm yolu sundunuz?
Özellikle pandemi döneminin sonunda, sizin de vakıf olduğunuz üzere boşanma dava sayılarında inanılmaz bir artış yaşandı. Benim şahsen pandemi döneminin sonunda böyle bir beklentim vardı, ancak ben bile bu kadarını beklemiyordum. Bunun sebebinin özellikle şunlar olduğunu düşünüyorum; ilk olarak insanların eskiye göre birbirlerine tahammülü maalesef kalmadı. Eşinizi ne kadar severseniz ne kadar âşık olursanız olun, eğer her dakika bir arada olursanız eşinizin her davranışı zamanla sizi rahatsız etmeye başlar. Bu durum sonrasında basit gibi görünen sorunları içinden çıkılamaz bir hale sokar ve artık o kişiyle aynı evin içerisinde kalmak size zulüm gelebilir.
İkinci problemi ise şu şekilde tanımlayabiliriz; kişilerin evlilik birliği içerisinde kendilerine ayırmaları gereken özel vakitler olmalıdır. Bu vakitleri eşler belli sınırlar çerçevesinde dilediği gibi kullanmalıdır. Bu evliliği hem canlı tutar hem de eşlerin birbirlerine karşı olan davranışlarını pozitif yönde etkiler. Pandemi döneminde eşlerin kendilerine ayırabilecekleri, dilediği gibi kullanabilecekleri özel zamanlarının bulunmadığı, sıkıcı ve monoton bir süreçti. Yalnız kalamayan veya dilediği gibi vakit geçiremeyen eşler, psikolojik olarak oldukça yıprandı ve pandemi döneminin bitişinde çözümü eşlerinden boşanmakla çözebileceği düşüncesi içerisine girdiler.
Biz burada öncelikle müvekkil adaylarımızdaki boşanma isteğinin, pandemi sürecinde yaşanan olaylara mı yoksa daha önce veya sonrasında yaşanan olaylara mı dayandığını tespit etmeye çalıştık. Müvekkil adayımızın eşinden boşanma isteğinin pandemi sürecinde yaşanan olaylardan ileri geldiğini tespit ettiğimizde, öncesinde veya sonrasında benzer durumların yaşanıp yaşanmadığını, yaşandı ise bu durumları aşıp aşamadıkları, aştılar ise nasıl aştıkları konusunda bilgiler aldık. Tüm bu incelemeler sonucunda tarafların boşanması dışında bir çözüm yolu bulunamıyorsa ve müvekkil adayı da kesin bir kararlılıkla boşanmak istiyorsa ancak o zaman taleplerini kabul ederek davalarını ikame ettik.

Aynı zamanda ticari şirketlere de danışmanlık sağlıyorsunuz ve bunu yurt dışı kaynaklı da yapıyorsunuz. Hizmetlerinizden kısaca bahsetmenizi istesek neler söylersiniz?
Dünyada artık sınırların kalktığı bir yüzyılda yaşıyoruz. Talihsiz bir pandemi süreci yaşasak da ülkemizdeki ithalat ve ihracat rakamlarının oldukça yüksek olduğu bir dönemdeyiz. Bu dönemde ithalat ve ihracat yapan müvekkil şirketlerimizin hukuki problemleri iş hacimleriyle paralel düzeyde artış gösterdi. Öncelikle yurt içindeki müvekkil şirketlere hukuki problemleri konusunda danışmanlık hizmeti sağlarken, yurt dışından ülkemize mal ve hizmet tedariği sağlayan firmalardan da hukuki danışmanlık hizmeti için talepler almaya başladık. Ancak talep arttıkça yurt dışındaki firmalar ile iletişim konusundaki problemleri aşmak için partners dediğimiz sisteme geçiş yaparak yurt dışı müvekkillerimizin en iyi hukuki hizmeti doğrudan bulundukları ülkedeki partner ofislerimiz aracılığıyla almalarını sağladık.
Ülkemiz ve dünyanın değişik coğrafyalarında hukuki danışmanlık hizmeti sunduğumuz şirketler bulunuyor. Bu şirketlerin yaşadığı her türlü hukuki problemde kendilerine hukuki danışmanlık hizmeti sağlıyoruz. Kısaca bu hizmetlerden bahsedecek olursak; şirketlerin tarafı bulunduğu ulusal ve uluslararası sözleşmelerin kontrolü, düzenlenmesi ve hazırlanması, yurt içi ve yurt dışı alacaklarının cebri icra yoluyla takibi ve tahsili, şirket faaliyetlerinin vergi hukuku konusunda tanzim ve takip edilmesi, şirket ile personelleri arasında yaşanan hukuki uyuşmazlıkların ve davaların açılması veya açılan davaların takibi şeklinde hizmetlerimizi sıralayabiliriz.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Avukatlık büromuzda az önce bahsetmiş olduğumuz hukuki hizmetlerin yanı sıra, özellikle kamulaştırmasız el atma, ölümlü veya yaralamalı trafik kazalarından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davaları, araç değer kaybı ve ticari kazanç kaybı davaları, sigorta uyuşmazlıklarından doğan her türlü davalarda hukuki destek sağlıyoruz.
Yeni bir yıla girerken bu yılın tüm sevdiklerinize sağlık, mutluluk ve huzur getirmesini diliyorum. Kalın sağlıcakla…

Yorumlar

0 yorumlar