Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet ARAS

Muğla’nın Geleceği İçin Sürdürülebilir Bir Vizyon: İklim Krizine Karşı Yerel Yönetim ve Sosyal Eşitlik Adımları

Dünyada ve ülkemizde yaşanan gelişmeleri yakından izliyoruz. Küresel gelişmeleri ve kamu yönetimindeki yenilikleri dikkate alarak çalışmalarımıza ivme kazandırıyor; kurumlarımızın kurumsal kapasitesini güçlendiriyoruz. Karar alma süreçlerimize paydaşlarımızı dâhil ederek, çoğulcu bir yönetim anlayışıyla çalışma komisyonları kurduk; planlama ajansları, iştirakler ve komisyonlar oluşturduk. “Yerel yönetim reformu, afet yönetimi, bütçe, planlama, ulaşım, tarım ve gıda güvenliği” gibi pek çok alanda akademisyenler ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte altyapı projeleri geliştiriyoruz. Artık belediyeler klasik hizmet anlayışını aşarak toplumcu, çevreye duyarlı ve çok yönlü bir yapıya geçiş yapıyor. Halkın beklentileri de bu yöndedir. Ne yazık ki merkezi idare halka sunduğu hizmetlerde yetersiz kalıyor, bu da vatandaşların yerel yönetimlere olan inanç ve güvenini güçlendiriyor. Vatandaşlarımız artık belediyelerden çözüm bekliyor. Bugün okullarımızın, ibadet hanelerimizin bakım, onarım ve temizliği gibi hizmetler beledi yelerden bekleniyor. İstihdam ofisleri, öğrenci yurtları, eğitim yardımları ve kreşler, belediyelerin sorumluluk alanına dönüşmüş durumdadır. Gelir eşitsizliklerini gidermek, halkın kaliteli ve uygun fiyatlı gıdaya erişimini sağlamak gibi önemli görevleri de üstleniyoruz. Belediyelerimizin hizmet alanı genişlerken, bu hizmetleri sağlarken finansal zorluklarla mücadele ediyoruz. Anayasa’da “Mahalli idarelere görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır” hükmü olmasına rağmen, yetersiz gelir kaynakları sebebiyle mali darboğaza sürükleniyoruz.

Ayrıca, belediyelerimiz merkezi yönetimin idari, mali ve hukuki kıskacına alınmaya çalışılıyor. Tasarruf tedbirleri, SGK ve vergi tahsilatları, su kanunu, taşkın kanunu, hayvanları koruma kanunu gibi düzenlemeler, tüm dünyada kabul gören yerinden yönetim modelini tehdit ediyor. Merkezileşme, çağın gereklerine yanıt veremiyor ve bu anlayış demokrasiye aykırıdır. Bugün, geçerli en temel yönetsel ilke denetlenen ve hesap veren bir kamu yönetimidir. Bütçe hakkı, şeffaflık ve halktan toplanan her kuruşun hesabının verilmesi vazgeçilmezdir. Belediyelerimizin yaşadığı idari ve mali zorlukları biz de derinden hissediyoruz. Kaynak buluyoruz ancak bulduğu muz kaynakların bile işler hale gelmesi için mücadele ediyoruz. Halka hizmet için mücadele etmemiz gerekirken, halka hizmetin önüne engeller konulmasıyla karşı karşıya kalıyoruz.

İklim Krizi ve Muğla

Son yıllarda yaşananlar gösteriyor ki Türkiye, iklim değişikliğinin en ağır etkilerini hissedecek ülkeler arasında yer alı yor. Yanlış su ve tarım politikalarının yanı sıra hızlanan iklim değişikliği, bizi ciddi bir su krizine sürüklüyor. Muğla da bir çok ilimiz gibi ne yazık ki yeraltı su kaynaklarına bağımlı bir şehirdir. Yaşanan kuraklık nedeniyle yeraltı su kaynaklarında önemli bir düşüş mevcut. Meteorolojik verilere göre 2024 iti barıyla Muğla, “olağanüstü kurak” bir sınıfa girdi. Bunun tam olarak tespiti için çok büyük yatırım gereklidir. Baraj yapımı gerekmektedir. Geçtiğimiz Ocak ayı, son 22 yılın en kurak Ocak ayı olarak kaydedildi. Kuraklık artarken, aynı zamanda sel olayları ve hava olaylarının sıklığı da yükseliyor. Böylesi bir ortamda, eko sistemimizi koruyabilmek için sulak alanlarımızı restore etmemiz şarttır. Çünkü bu alanlar, yeraltı su kaynaklarımızı destekliyor, suyu doğal olarak filtreliyor ve su döngümüzü korumaya yardımcı oluyor. Suyumuzu geleceğe taşıyabilmek için sulak alanların anayasal güvence altına alınması gerektiğine inanıyorum.

Sıklıkla Gündeme Getirdiğimiz 62 Milyon 50 Bin EURO’luk İçme Suyu Kayıp ve Kaçaklarının Azaltılması Projesi

Bu projenin gerçekleşmesi için gereken kaynağı bulduk, onaylarımızı aldık ve fakat Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığında halen onay beklemektedir. Bu proje kapsamın da 13 ilçedeki içme suyu hatlarında yenileme ve ilave hatlar yapılarak fiziki kayıp kaçağın önüne geçilmesi ve bu şekilde önemli bir su tasarrufu sağlanması amaçlanmaktadır.

Bütçenin 32 Milyon 935 Milyon EURO’luk Kısmı Şebekelerin Onarım İşleri İçin Harcanacak (Bütçenin yaklaşık yüzde 52’si)

Diğer %48’lik kısmı haritalama, fiziki sızıntı tespit işleri, mühendislik, yazılım, inşaat, mekanik ekipman, montaj vb. işler de harcanması planlanmıştır. Böylesine önemli bir konuda biz bir imzaya, iki dudak arasından çıkacak bir söze kalmış haldeyiz. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan 2024 yılı Nisan ve Eylül ayları olmak üzere 6 aylık süreci kapsayan dönemde kentimiz “Olağanüstü kurak” olarak sınıflandırılmıştır.

Tüm bu olumsuzluklar nedeniyle yeraltı su kaynaklarımız da yaklaşık %20 düşmüştür. Barajların seviyeleri geçtiğimiz yıllara oranla oldukça düşük seviyededir.

Bodrum’u besleyen;

– Mumcular Barajı %6,

– Geyik Barajı %7 gibi ölü hacim seviyesine düşmüştür.

– Atatürk Barajı % 49, Akgedik Barajı %40

Geyik Barajının Termik ve MUSKİ Genel Müdürlüğüne ayırdığı yıllık su tahsisi; 14 Milyon 500 Bin metreküptür. Bu suyun:

 – 9 Milyon 504 Bin m3 (yaklaşık %65’i)Yeniköy Kemerköy Termik Santraline- 5 Milyon m3 (Yaklaşık %35’i) MUSKİ Genel Müdürlüğüne tahsis edilmiştir. (Bu sene yaşanan kuraklık nedeniyle bu rakamın çok üzerinde su alınmıştır.)

Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanı olarak bölgemizdeki belediyelerimizin yaşadıkları sorunları biliyoruz. Belediyelerimizin bütçe dışı kaynaklara, hibe ve fonlara erişebilmelerini kolaylaştırabilmek amacıyla insan kaynağımızda niceliksel ve niteliksel değişikliklere gidiyoruz. Bütçemizle, belediyelerimi ze sadece araç ve malzeme desteği değil proje karşılığı hibe olanakları da açıyoruz. Avrupa Birliği ve dış dünyayı önemsiyoruz. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı olarak göreve geldiğim günden bugüne birçok görüşme, toplantı yaptık. Kaynak yaratmak için elimizden geleni yapıyoruz. Muğla’da yapacağımız her değişimin Türkiye’ye yansıyacağını biliyoruz. Ben bu vizyonla yola çıktım. Seçim süreci boyunca Muğla bir dünya kenti dedim. Bunun için de elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. Çünkü halkın derdi ile dertlenerek ve çözüm üretmek üzere önce yüreğimizi masaya koyduk.

Belediyecilik dediğiniz artık biraz da yürek işi oldu. Cesaret isteyen bir iştir bu. Dürüst olacaksın, adil olacaksın, adaletli olacaksın, Atatürk ilke ve inkılaplarından şaşmayacak, cumhuriyete sahip çıkacaksın. Hak, hukuk bileceksin, halden anlayacaksın, sorunları bileceksin. Sorunları masa başında değil, yerinde, doğru ekiplerle çözmek için, bilimle yürümek için niyetin olacak. Geleceğe güvenle bakabilen, mutlu insanların yaşadığı, modern ve yaşanabilir bir kenti inşa etmenin adımlarını atıyoruz. Bu, benim Muğla için gerçek bir vizyon tanımımdır. Biz, beraber yaşama kültürünü zenginliğe dönüştüren bir Muğla yaratıyoruz. Önceliğimiz budur. Yurttaşlarımızın yaşam tarzlarına, değerlerine, kimliklerine saygı duyan, kimseyi ötekileştirmeyen bir hoşgörü anlayışıyla belediyecilik yapıyoruz. Hayatım boyunca bireylerin özgürlüğüne, toplumsal cinsiyet eşitliğine, çevrenin korunmasına ve kent adaletine inandım. Bu sadece görev sürecimde değil, Ahmet Aras olarak her zaman sahip olduğum bir inançtı. Çünkü Muğla benim evim. Bu şehri, herkesin kendini özgür, değerli ve güvende hissedeceği bir yer haline getirmek boynumun borcudur.

Dillere Pelesenk Olan “Sürdürülebilirlik ve İklim Krizi” Peki Bununla İlgili Gerçekten Ne Yapıyoruz? Gerçekten Neler Tehdit Al tında Farkında Mıyız?

Günümüzde iklim krizi, sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınmanın önün deki en büyük engel olarak karşımızda duruyor. Bu krizin etkilerini tanımlamak için kullanılan “Yeşil Kuğu” kavramı, düşük olasılıklı ancak yüksek yıkıcılıktaki riskleri ifade ediyor ve bu kriz, küresel olarak her geçen gün daha fazla gündemimizde yer alıyor. Dünya Bankası’nın 2021 yılında yayınladığı bir rapora göre, iklim krizi esasında bir su krizidir. Ancak su ve iklim arasındaki ilişki yeni yeni anlaşılmaya başlıyor. Sağlık, tarım, temizlik ve yoksulluk gibi alanlarda su krizinin oluşturduğu riskleri önleyebilmek için su yönetimi kavramını çok daha güçlü bir temele oturtmak zorundayız. Su yönetimi, suyun eşit, verimli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını sağlayacak siyasi, sosyal, hukuki ve kurumsal yapıları ifade ediyor ve bu kavramı temel alan çatı politikalar, stratejiler, hukuki ve düzenleyici çerçeveler oluşturulmalıdır.

Türkiye’nin Su Tüketimi ve Yanlış Uygulamalar

Türkiye’de yıllık su tüketimi 54 milyar metreküpe ulaşmış durumdadır. Bu suyun %74’ü tarımsal sulamada kullanılıyor. Ancak mevcut tarım uygulamalarıyla su kaynaklarımızı koruyamayız. Yarım asırdır yanlış politikalar la yok edilen Anadolu’nun sulak alanları, bize su kaynaklarımızı koruma gerekliliğini bir kez daha hatırlatıyor. Tarım politikalarımızı gözden geçirmezsek, hem ekolojik hem de ekonomik anlamda ciddi kayıplar yaşamamız kaçınılmazdır. Daha bilinçli ve sürdürülebilir bir su yöneti mine ihtiyacımız var. Su kullanımı, sadece bugünü değil, geleceği ko ruma bilinciyle ele alınmalıdır. Tarımda su yönetiminin iyileştirilmesi, sadece üretilen gıda miktarını değil, gıda çeşitliliğini de artırarak tarım sektörünü iklim değişikliğine karşı daha dirençli hale getirecektir.

Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Ortak Çaba

Sürdürülebilirlik, tek başına bir belediyenin ya da bir kişinin çabasıyla başarıya ulaşabilecek bir kavram değildir. Bizler, suyu, toprağı, havayı korumanın, sosyal eşitliği sağlamanın, geleceği düşünerek hareket etmenin sadece bugünün değil, yarının da mücadelesi olduğunu biliyoruz. Bu yüzden, Muğla’da başlattığımız her projede doğayı, insanı, ekonomiyi birlikte düşünerek hareket ediyoruz. Sürdürülebilir bir Muğla ve dünya için hep birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

NELER YAPTIK?

Yönetim:

– Muğla Turizm Araştırma ve Strateji Geliştirme Platformuyla turizmin paydaşlarını bir araya getirip ortak akılla hareket ediyoruz.- Muğla Planlama Ajansıyla Muğla’nın geleceğini bilimsel veriye da yanarak inşa ediyoruz.- Dört bölgede kurduğumuz İlçe Hizmetleri Daire Başkanlıklarıyla, vatandaşlarımıza yerinde hizmet politikasıyla hizmet ediyoruz.

– Dış İlişkiler Daire Başkanlığıyla uluslararası ilişkilerimizi geliştiriyoruz.

– Akıllı Kentler Daire Başkanlığıyla kent yapımızı geleceğe dönük modernize ediyoruz.

– Kadın ve Aile Daire Başkanlığıyla kadına karşı şiddeti önleyerek cinsiyet eşitliği sağlıyoruz.

– Denizcilik A.Ş ile denizlerimizi doğrudan katılım ve iş birliğiyle yönetiyoruz.

– 107 belediyenin yer aldığı Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanlığını devraldık.

 Eşitlik: Sosyal Eşitlik ve Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik sadece ekolojik dengeyi korumakla sınırlı değil; sos yal ve ekonomik eşitlik de bu sürecin önemli bir parçasıdır.

• Kadınların yerel ekonomiye katılımı, Muğla’nın sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin temel taşlarından biridir. Bu doğrultuda, “Kadınlar İçin Muğla” projemiz ile kadın kooperatiflerini destekliyor, ekonomik bağımsızlıklarını artırmak için yeni fırsatlar sunuyoruz.

Ayrıca, kadınların yerel yönetim süreçlerine daha fazla katılımını sağlamak için oluşturduğumuz programlarla, Muğla’da toplumsal cinsi yet eşitliği sağlanmasına yönelik ciddi adımlar atıyoruz. Çünkü biz biliyoruz ki, kadınların toplumsal, ekonomik ve siyasal yaşamda hak ettikleri yeri alabilmeleri için onları destekleyecek mekanizmaları kurmak bizim sorumluluğumuzdur.

Muğla’mızda nüfusun yarısı kadın ve kız çocuklarından oluşuyor. Ve biz, onların toplumsal, siyasal ve ekonomik hayata eşit şekilde katılmasını sağlamak için üzerimize düşen her şeyi yapacağız.

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2020 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi’ne göre Türkiye 153 ülke arasında 130. sırada yer alıyor. Bu veriler bize sadece ülkemizde değil, küresel düzeyde en önemli meselelerden birinin kadın meselesi olduğunu net bir şekilde gösteriyor.

Neo-liberal politikalarla derinleşen yoksulluk, gelir adaletsizliği en çok kadınları etkilemeye devam ediyor. Pandemi öncesinde cinsiyet eşitliğinin sağlanması için yaklaşık 100 yıl gerekiyordu. Bugün bu süre 136 yıla çıktı. Bu tablo, krizlerden en çok etkilenenlerin kadınlar olduğunu gösteriyor. Eşitsizlik sorunlarını çözmeden toplumsal sorunları çözmemiz mümkün değil.

– Şiddete Karşı Tutum Belgesi’ni tereddütsüz imzaladık.

– Avrupa Yerel Yaşamda Kadın-Erkek Eşitliği Şartı’nı imzaladık.

Muğla’mızı turizmde dünya markası yapmak, aynı zamanda turizmin başkenti yapmak için kolları sıvadık. Ülkemizin önemli belediyelerini aynı çatı altında toplayan Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanlığı görevini devralarak mavi denizlerimiz için güç birliği yapmaya, ülkemize hizmet etmeye başladık. Fransa’da, İngiltere’de, Rodos’ta İklim Zirvesi, Dünya Seyahat Fuarları’na katılarak Muğla’mızı 13 ilçemizle birlikte katılımcılara, turizm profesyonellerine anlattık.

Dünya Kenti Muğla Vizyonuyla İleriye

Tüm bu çalışmalarla hedefimiz, sadece Muğla’nın değil, Türkiye’nin geleceğine değer katmaktır. Tarımdan turizme, sağlıktan çevreye kadar her alanda Muğla’yı daha güçlü, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir kent haline getirmeye devam edeceğiz. Dünya Kenti Muğla vizyonu muzla büyüyen ve gelişen bir Muğla için çalışıyoruz.

Bu yolculukta attığımız her adım, vatandaşlarımızın refahı ve geleceği için. Muğla’nın doğasını, kültürünü ve potansiyelini koruyarak yarınlara taşımak en büyük sorumluluğumuzdur. Bizimle bu yolda yürüyen herkese teşekkür ediyorum!

Yazar Hakkında /

Yazmaya başlayın ve aramak için Entera basın