Ankara Life Dergisi

Mutlu Evliliğin Sırları

Kadın ve erkek… İnsanoğlu var olduğundan beri ne birlikte yapabiliyorlar ne de ayrı… Ama her şeye rağmen evleniyorlar. Çocuklukta anlatılan masallar hayal oluyor, o hayaller de bazen kabus. Bir araştırmaya göre evlenen çiftlerin %30 oranında anlaşması evliliği sürdürmeye yetiyormuş. Yani her konuda fikir birliği içinde olmamız gerekmiyor. Çiftlerin evlilik ve boşanmaları hakkında Çift Terapisti Eylül Şuara Genç ile konuştuk…

Eylül Hanım, öncelikle şunu sormak istiyorum. Son yıllarda boşanmalar neden arttı? Nerede yanlış yapıyoruz?
‘’Balık baştan kokar’’ derler ya, tam olarak mesele bu. Aslında bir evliliğin sürüp sürmeyeceği baştan bellidir. Ama bunu ne kadın ne de erkek kabul etmek istemez. Tüm olumsuzluklara rağmen aşıktırlar çünkü. Bir de insanlarda ‘’ben düzeltebilirim’’ düşüncesi var. karşımızdaki kişiyi olduğu gibi kabul etmiyoruz da kafamızda oluşturduğumuz kişiye göre hareket ediyoruz. Asıl sorun da burada başlıyor zaten.

‘’Boşanmaların nedeni evlilik’’ diye espriler yapılıyor ve bunu da genelde boşanmış kişilerden duyuyoruz. Bu esprinin aslında bir doğruluk payı var. birini seçme nedeniniz bir gün ondan vazgeçme nedeniniz olabiliyor. Sakinliğine vurulduğunuz birinin bu özelliği evliliğin ilerleyen zamanlarında size sıkıcı gelebilir. Sevdiğiniz şeyler zaman içinde size yük gibi gelebilir. Bu yüzden biz evlilik öncesi terapiyi çiftlere öneriyoruz.

Evli çiftler için soruyorum. Terapiste gitmek için doğru zaman nedir? Çiftler ne zaman terapiste giderse ilişki kurtulur?
Aynı konuda tartışmalar başladığı zaman. Çiftler genellikle aynı konularda tartışıyorlar ve bu tartışmaların içinde aslında aynı şeyi anlatıyorlar fakat kendilerinin haklı olduğunu düşündükleri için bunu fark edemiyorlar. Sürekli olarak tekrar eden, çözümlenemeyen sorunlar bir döngü halini aldığında tehlike çanları da çalmaya başlamış oluyor. Çiftin arasında bir iletişimsizlik, bir sıkışma vardır ve bunu kendi aralarında gideremiyorlardır. Bu durumda profesyonel bir yardım almak şarttır. Eğer yardım alınmazsa problemler kronikleşir ve içinden çıkılamayacak bir hal alır.

Peki, doğru terapist nasıl seçilir?
Terapistler olarak bizim odak noktamız çift değil ilişkiler oluyor. Biz kimseye ‘’boşan’’ ya da ‘’boşanma’’ diyemeyiz. Sadece çiftler arasındaki sorunları gidermeye çalışırız. Onlarla konuşurken birbirlerini tekrar tanımalarını ve sorunların ortaya çıkmasını sağlarız.

Her şey açıklığa kavuştuğunda boşanmak ya da boşanmamak çiftin vereceği bir karardır. Yurt dışında da bu böyledir. Terapistler ilişki üzerine yoğunlaşır. Ama ülkemizde çift terapisi üzerine uzmanlaşmış kişiler genellikle bireylerin üstüne çalışıyorlar. O yüzden de bazı etik olmayan durumlar ortaya çıkabiliyor. Eğer bir terapiste gidiyorsanız ve size ‘’boşanın’’ diyorsa bu kişi doğru kişi değildir.
Evlilik öncesinde danışmanlık almak fayda sağlıyor mu?
Yapılan araştırmalarda da görülüyor ki, evlilik öncesi danışmanlık almanın evlilik sürecine çok fazla etkisi oluyor. Ama bunda her iki tarafın da profesyonel yardım almak için gönüllü olması gerek. Bir taraf terapiste gitmeye zorlanıyorsa bir anlamı kalmıyor.

Mutlu evliliğin sırları var mı?
Aslına baktığınızda bu sırlar kişiden kişiye göre değişir. İstatistiksel olarak baktığınızda evlilik yaşı çok önemli. 18-26 yaş arası yüksek riskli bir dönem. Ergenlik yaşı artık 22 olarak kabul ediliyor ki bu da kişilerin heyecanla evlilik hayalleri kurdukları bir dönem. Çiftlerin evliliğe adım atmadan önce birbirlerini tanımaları, evliliğe hazır olmaları ve evlilikten beklentilerini açıkça konuşmaları gerek.

Beklentiler açıkça konuşulmadığı zaman da büyük sorunlar ortaya çıkabiliyor. Hiçbir şey konuşmadan karşıdaki kişinin anlamasını beklemek çok gerçekçi değil, bu yüzden karşılıklı konuşmalar ilişkilerde özellikle de evliliklerde önem arz ediyor.

İnsanların evlilikle ilgili yanlış beklentileri var. Mesela birisiyle evlendiğinizde o kişiyle %100 her konuda anlaşma beklentisi sorunların kaynağından biri zaten. Amerika’nın ünlü aile terapisti Gottman’ın uzun yıllar yaptığı araştırmaların sonucu gösteriyor ki; çiftler evlilikteki konuların %30’unda anlaşabiliyorsa mutlu olabiliyorlar. Yani %70’inde anlaşmak zorunda değiller. Önemli olan biraz önce de konuştuğumuz gibi kafamızda hayalini kurduğumuz kişiyi değil de karşımızdaki kişinin farklılıklarını kabul edip, onu değiştirmeye çalışmadan yaşarsak mutluluk kaçınılmaz oluyor.

Evleneceğiniz kişiyi olduğu gibi kabul ettiğinizde size uygun olmayan davranışları ve düşünceleri de açıkça görebiliyorsunuz. Bu da belki evlilik düşüncenizi değiştirebiliyor ve yanlış evlilik yapmaktan sizi kurtarabiliyor.

Daha mutlu bir evlilik için tavsiyeleriniz nelerdir?
Özellikle çocuklar nedeniyle birbirlerine vakit bulamayan çiftler en azından ayda bir kez flört geceleri olsun. Bu şekilde yaratılan zamanlar ilişkiyi canlı tutacaktır. Bu aslında sadece çocukları olan çiftler için değil herhangi bir nedenden dolayı birbirine vakit ayıramayan çiftler için de geçerli. Ama bu flört gecelerinde çocuklarda, işten ya da sorunlardan konuşulmamalı. Güzel şeyler konuşulup plan yapılan ve kaliteli zaman geçirilen bir akşam her şeyin çözümü olacaktır.

Yorumlar

0 yorumlar