Ankara Life Dergisi

Önceliğinde Okul Sonrasında Ekol Olabilmek!

Başkentin en çok okunan yayını Ankara Life Dergisi olarak, Deli Bilim & Sanat Fırat İlhan Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Fırat İlhan ile bir araya geldik. Fırat İlhan, eğitim sistemlerinin nasıl olduğu hakkındaki bilgilerini siz değerli okurlarımız adına paylaştı.

Röportaj: Hatice Şeyma Basut

Fırat Hocam merhaba. Türkiye’de binlerce özel okul ve devlet okulu var. Sizin okullarınızın diğerlerinden en önemli farkı nedir?
Teşekkür ederim. Evet, Türkiye’de binlerce okul var ama kendine ait felsefesi, eğitim-öğretim yöntemleri olan, eğitimi önceleyen okul sayısı çok az. Binlerce okulun büyük çoğunluğu maalesef öğretim ve diploma merkezi olarak faaliyet gösteriyor.

Hocam diploma merkezi sözünüzü biraz açar mısınız?
Şöyle anlatayım; bir kurum kendine ait bir felsefeye sahip değilse, o kurumda okuyan öğrencilerine kendine özgü bakış açısı-vizyon veremiyorsa, başkalarına ait yöntem ve içerikleri kullanıyorsa böylesi kurumlara okul değil öğretim-diploma merkezi denir. Öğrencilerini kendine ait felsefeyle donatan; onların özgür, sorgulayan, itaat etmeyen, liyakat-adalet değerleri, vizyon sahibi bireyler olmalarını sağlayan; kendine ait eğitim-öğretim yöntemleri geliştiren ve ders materyal-içerikleri üreten kurumlara okul denir. Bu yönüyle baktığınızda ülkemizdeki kurumların büyük çoğunluğu maalesef okul niteliği taşımıyor. Ayrıca büyük okulların büyük hocaları olur, kurumda okuyan öğrencilerin çocuklarını da eğitme fırsatı yakalarlar. Şu an ülkemizdeki eğitim kurumlarının pek çoğunda uzun vadeli çalışan pek az hoca var.

Söyledikleriniz çok önemli şeyler. Peki Deli Bilim & Sanat Fırat İlhan Okulları bir diploma merkezi mi, yoksa okul mudur?
Güzel sordunuz. Biz kurulduğumuz günden beri önce bir okul, sonra bir ekol olmayı amaçladık. Siz iyi, güçlü bir okul olduktan sonra dünyada sizin felsefeniz, yöntemleriniz, içeriklerinizi kullanan, onlardan ilham alan kurumlar olursa siz ekol olursunuz. Biz okuluz, şimdi ekol olmaya başladık. İlham verdiğimiz hem Türkiye hem dünyada eğitim kurumları var. Dünya barışına katkı sağlayan, bireysel değil toplumsal refahı önceleyen, iş ahlakı yüksek, sorumluluk sahibi ve paylaşımcı gençler yetiştirmek temel önceliğimiz. Bizden mezun öğrencilerimize yaşam alışkanlıkları kazandırıyoruz. Bu amaçla eğitim yöntem-içerik üretiyoruz, bunları yüzlerce kurum kullanıyor. Bilgimizi herkesle paylaşıyoruz.

Peki bu kadar iddialı şeyleri nasıl bir öğretmen kadrosuyla yapıyorsunuz?
Bir okul-ekol olmak için önce iş ahlakı, bilgi birikimi, eğitmenlik tutkusu yüksek, kendisini sürekli geliştiren ve uzun vadeli çalıştığınız hocalarınız olmalı. Eğitim kurumunun maddi imkanları, lüks donanımı işin en fazla % 25’i eder. Eğitimin % 75’i zihniyet, yöntem ve hoca kadrosudur. Biz 2000 yılında kurulduğumuzda yola birlikte çıktığımız hoca arkadaşlarımın çoğuyla hala birlikte gururlu, mutlu öğretmenlik yapıyoruz. Türkiye’nin en güçlü ve istikrarlı öğretmen kadrosuna sahibiz diyebilirim. Anne-babası öğrencimiz olan arkadaşlarımızın çocuklarını eğitmek kısmet oluyor. Aynı evdeki ebeveyn ve çocuklar arasında hakkımızda ders-sınav dedikodusu yapılıyor, bu durum çok eğlenceli. Kadromuzu sürekli zenginleştiriyoruz, kendi mezunlarımızdan yetiştirdiğimiz Türkiyeli dereceli arkadaşlarımızla şimdi birlikte öğretmenlik yapmak da gurur verici.

Böyle bir felsefe ve öğretmen kadrosuyla öğrencilerinize neler kazandırmak istiyorsunuz?
Öğrencilerimize iş ahlakı, araştırma alışkanlığı edindirmek; uzun soluklu, sabırlı, istikrarlı çalışmayı öğretmek temel amacımızdır. Pek çok kişi; ‘’Başarısız olur muyum, başarısız olursam çevrem bana nasıl bakar?’’ endişesiyle hayal kurmak, hayallerini projelendirmek, en önemlisi denemekten korkuyor. Biz öğrencilerimize denemekten korkmamayı, ısrarla, inatla tekrar tekrar denemeyi; başarısızlıktan ders alarak ilerledikçe büyük başarılara ulaşacaklarını aşılıyoruz. Gerçek kapasitelerini zorluklarla mücadele ettikçe görebileceklerini anlatıyoruz. Kolay kazanılmış veya kazanılan şeylerden, konforlu ortamlardan büyük işler çıkmaz. Mutlu gençler olmak için ölçülü stres yaşamalılar, zorluklarla mücadele güç ve sabırları olmalı. Bütün bunları aşıp başarılı olduklarında maddi pek çok şeyi elde ederler. Bu başarılara bir de imkanları yetersiz insanlarla paylaşma, sorumluluk alıp onların hayatlarına değer katma, çevreyi güzelleştirme amaçları eklenince gençlerin hayatları anlam kazanır, maneviyatları yükselir. Bizce iyi eğitimin gerçek ve nihai amacı gençlerin hayatlarına anlam kazandırmalarını sağlamaktır.

Böyle bir felsefe ve öğretmen kadrosuyla yetişen öğrencileriniz çok şanslı olmalı. Gördüğümüz kadarıyla çok büyük, yeşil, ihtişamlı yerleşkeniz var. Öğrencileriniz böyle bir ortamda neler yapıyor?
Aslında öğrencilerimiz daha 5. sınıftan itibaren üniversite ortamındaymış gibi yetişiyor. Kampüslerimiz alan büyüklüğü ve donanım seviyesi olarak pek çok üniversiteden çok daha iyi durumda.
Öğrencilerimiz onlara kazandırmaya çalıştığımız değerler ve sağladığımız imkanlarla kendilerini hem akademik hem de manevi olarak kendilerini geliştirmek için çok çabalıyorlar. Tüketici değil üretici gençler olmak için pek çok proje ve etkinlik yapıyorlar. ODTÜ başta olmak birçok üniversitedeki büyükleriyle ortak ulusal, uluslararası projeler geliştirip hayata geçiriyorlar. Gururla söylemeliyim, etkinliklerimiz pek çok ünlü üniversiteyi kıskandıracak düzeyde. Öğrencilerimizle okulumuzun kulüplerinde yaptığımız etkinlikleri profesyonel düzeye taşıyıp Deli Festival, Deli Kitap, Deli Store, Deli Gastronomi başta olmak üzere pek çok tescilli patentli marka ürettik. Bu markalarımızla şimdilerde Türkiye çapında iş yapma ve gelir elde etmeye başladık. Çok yakında DELİ markalarını önce Türkiye, sonra dünyanın pek çok yerinde göreceğiz. Elde ettiğimiz gelirleri hem okulumuzun burs ve öğrenci kulüplerine hem de Türkiye’nin pek çok yerindeki maddi imkanları yetersiz okullarına aktarıyoruz.

Okullarınızda öğrenci olmak için hangi şartları arıyorsunuz?
Okulumuzda öğrenci olmak için öncelikle öğrenme, sabırlı-istikrarlı çalışma, zahmete katlanmayı istemek lazım. Saygılı, paylaşmayı seven, arkadaşları ve çevresini geliştirme amacında olmalı aday öğrenci. Kitap okumak ve dil öğrenmek de olmazsa olmazlarımız. Öğrencilerimizin çoğu LGS’de iyi derece yapan öğrencilerdir, ancak LGS’de iyi derece yapamamış gençlere de yukarıda söylediğim şartlarda anlaşırsak şans veriyoruz. Şans verdiğimiz gençlerin çoğu oldukça başarılı biçimde mezun olup çok iyi üniversitelere yerleşiyor.

Lise öğrencilerinizi üniversiteye nasıl hazırlıyorsunuz, başarı durumunuz nedir?
Bizim okulumuzun sonuncuları Türkiye’de ODTÜ, Bilkent, İTÜ, Sabancı, Koç vb. üniversitelere girebilecek kadar puan alabiliyor. Bütün öğrencilerimizi dünyada ilk 100’de olan üniversitelere yerleştirebiliyoruz. Başarı listemizi internet sitemizde yayınlıyoruz. Öğrencilerimizin hiçbiri kurs, özel ders ihtiyacı duymaz. Bütün eksiklerini okulda tamamlıyoruz. İyi oldukları alanlarda daha da iyi olmaları için onlara her türlü imkanı sunuyoruz. Yurt dışı üniversiteleri için SAT, TOEFL, İELTS; Türkiye’deki üniversiteler için TYT-AYT eğitimlerinin en iyisini ve en iddialı kaynakları kendilerini ücretsiz sunuyoruz, çünkü bizde 1 öğretmene 5 öğrenci düşmektedir.

Öğrencilerinize sağladığınız burs imkanları var mı?
Türkiye’de en fazla burs veren okullardan biriyiz. Öğrencilerimizin yarıdan fazlası dar ve orta gelirli ailelerin çocuklarıdır. Burs verirken temel ölçütümüz ailenin gelir durumudur. Sonra öğrencinin özel yetenekleri, akademik başarısı, istek ve gayretine bakarız.

Yakın zamanda eğitimle ilgili yapacağınız birkaç şeyi bizimle paylaşır mısınız?
2022 bitmeden DELİ Bilim & Sanat Atölye, Laboratuvar ve Spor Tesislerinin sayısını çok artıracağız. Kendi öğrencilerimiz dışında Ankara’daki maddi imkanları yetersiz gençlere de atölye, laboratuvar, spor imkanı sunacağız. 2023 yılından itibaren de mesleki eğitimle ilgili çok önemli projelerimizi hayata geçirmeye başlayacağız. Bizi deli.com.tr, firatilhanokullari.k12.tr ve instagram hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.

Yorumlar

0 yorumlar