Ankara Life Dergisi

Ziyne Özay & Psk. Dr. Savaş Erdoğan

BİR BAĞIMLI FARKLI BİR ZAMAN KAVRAMINA SAHİPTİR

Türkiye’de ve dünyada hızla tütün, alkol ve uyuşturucu madde alım oranları artmakta, maddeye başlama yaşları gittikçe düşmektedir. Ankara Life Dergisi olarak bu toplumsal meseleye dikkat çekmek istedik. Akropol Hastanesi’nden Psikiyatri Dr. Savaş Erdoğan ve Sosyolog Aile Danışmanı Ziyne Özay, bağımlılığa dair tüm merak edilenleri, çözüm önerilerini paylaştı.

Bağımlılık nedir?

Bir maddenin fiziksel ve ruhsal kaygılarına sebep olmasına rağmen kullanımına devam edilmesi bırakılmaması ve durdurulamamasıdır.
Uyuşturucu madde kullanımı suç değil bir sağlık sorunudur. Madde kullanımı
çağımızın en ciddi ve kapsamlı toplumsal sorunlarından biridir. Her kesimi
etkileyebilmesi ve daha hızlı yayılması bu sorunu ortaya çıkarmaktadır.
Uyuşturucu kullanımı insan sağlığı için ciddi bir tehdittir. Uyuşturucu kullanımı, ölümlerin yanı sıra, yaşamların kararmasına, bireyin ve toplumun refah
düzeyinin düşmesine; madde ile ilintili suç ve kazaların, enfeksiyon hastalıklarının artmasına yol açmaktadır.

Bağımlılık yaşı nedir?

Günümüzde madde bağımlılığı yaş oranı oldukça düştü. Maalesef 8 yaşındaki çocuklarda madde kullanımı başladı. Sebebi ise maddeyi daha kolay ve rahat bir şekilde temin etmeleri, iletişim ağının gelişmesi, yalnızlık ve merak duygusudur.

Çocuk ve gençlerde bağımlılık belirtileri nelerdir?

Fiziksel belirtiler; ağrı, kilo kaybı, gözde kanlanma, kabızlık, solunum güçlüğü, terleme, titreme, kasılma, ağız kuruluğu, göz bebeklerinde küçülme, konuşma güçlüğü gibi belirtiler. Özellikle uçucu madde kullananların üzerinde metrelik bir koku ve uçucudan kaynaklanan lekeler olur. Duygusal belirtiler uyku ve uyuşukluk, ruhsal değişiklikler; isyankarlık, öfke, içe kapanıklık, hafıza kaybı, sosyal çevreden uzaklaşma, anti sosyal davranışlar, saldırganlık çok görülen belirtilerdir.

Madde kullanımına başlayan kişilerde görülen değişiklikler?

Madde kullanımı ile birlikte ilk görülen değişiklik çevre ve arkadaş değişikliğidir. Madde temin edebilmek için her konuda yalan söylemeye başlarlar. Aşırı para harcama görülür ve yalnız kalmayı tercih ederler. Madde temini için darp, hırsızlık gibi olaylara karışırlar, aile ilişkileri daha mesafeli, iletişimsiz ve çatışmalı hale gelebilir. İnsani prensipleri ve değerleri yok olmaya başlar. İdealleri ve geleceği ile ilgili ümitleri yıkılır.

Bağımlı bir kişinin zaman algısı ve düşünme tarzı nasıldır?

Bir bağımlı, bağımlı olmayan kişiden farklı bir zaman kavramına sahiptir. Bağımlı bir kişi için zaman dakikalar ve saniyelerle ölçülebilir. Hep bir zaman kaygısı vardır yoksunluk belirtilerinden kaynaklı olarak. Bağımlı kişilerin büyük bir kısmı bağımlı olduğunu kabul etmez. İstedikleri zaman madde kullanımını bırakabileceklerini iddia ederler. Madde bağımlılarında “ben bırakamam”, “herkes kullanıyor”, “bana bir şey olmaz”, “kendimi kontrol edebilirim”, bir kereden bir şey olmaz”, “ben madde bağımlısı olmam” gibi düşünceler kişinin tedaviye gelme süresini uzatıyor.

Bir kişinin madde kullanımına başlaması ve süreç nasıl gelişir?

Madde deneyenlerin bir kısmı ilk kez maddeyi denedikten sonra devamını getirmeyebilirler. Diğer bir kısmı madde kullanımına devam edebilir. İlk deneme gerçekleştikten sonra üç gün içerisinde ikinci kez denemesi bağımlılık sürecini oluşturur. Yoksunluk belirtileri görülmeye başlanır. Kişi maddeye ilk başladığında ne kadar kullanacağını kontrol edebileceğini düşünebilir. Ancak zamanla aynı duyguyu veya etkiyi elde etmek için ilacın daha fazlasına ihtiyaç duyabilir. Heyecan arayışı, psikolojik sorunlar, aile çatışması, özgüven eksikliği de bağımlılık sürecini hızlandırır. Madde kullanan bir birey tedavi olsa dahi her zaman riskli gruptadır. Kişi madde kullanmadığı sürece iyidir. Bir sorunu yoktur. Ancak madde kullandığı andan itibaren bağımlılık sorunu derhal canlanır ve her şey yeniden başlar.

Maddenin kullanım sebepleri nelerdir?

 Her kullanıcının kendine göre sebepleri vardır ya da bunları sebep olarak görmek ister. Duygusal sebepler, haz duygusuna kapılma, çevresel etkenler, aile içerisinde farklı kullanıcıların olması gibi.

Bağımlılıkta cinsiyet fark eder mi?

Erkeklerin madde kullanım sıklığı daha fazladır. Kadınlar ise erkeklerden daha kısa sürede ve daha az miktarda madde kullanmış olsalar da daha hızlı bağımlılık sürecine girerler. Fiziksel ve ruhsal durumları kadınların kullanılan maddeden daha fazla etkilenmesine sebep olur. Bağımlılık tedavisine başvuran erkeklerin sayısı kadınlara oranla fazladır.

Aile yaşamı bağımlılığı artırır mı?

Ev ortamındaki huzursuzluk, kavga, yetersiz ve ilgisiz ebeveynlik, sevgi ve bağlılığın olmayışı, çocukların maddi ve duygusal ihtiyaçlarının karşılanamaması, öfkeli aile yapısı, aile içerisinde fazla konuşmadan zaman geçirilmesi, çocuklarını takip etmemeleri zaman içerisinde çocukların evden uzaklaşıp dışarıda farklı bir dünya arayışı içine girmelerine sebep olur ve madde kullanımı başlayabilir.

Bağımlılıkta aile bireylerinin davranışları nasıl olmalıdır?

Yargılamadan sakin bir şekilde kişinin yaşadığı sıkıntıları anlatmasına fırsat verilmelidir. Madde kullanan kişiye yanlış davranış sergilenmesi, bağırmak, öfkelenmek, suçlamak, aşağılamak kişiyi daha fazla maddeye itmeye sebep olabilir. Aile olarak bağımlı durumun üstesinden gelebileceklerini anlatarak tedavi olması gerektiği anlatılmalıdır.

Madde bağımlılığı bir hastalık mıdır?

Madde bağımlılığı hem fiziksel hem de beyinsel bir hastalıktır. Madde kullanımı beynin farklı bölgelerinde değişiklikler meydana getirmekte beynin yapısını ve işleyiş tarzını değiştirmektedir. Kişide madde kullanımı gerçekleştikten sonra kendisini çok zinde hisseder. Ama beyin burada yanılır. Beyin, alıcı sayısını azaltır ve kişide öğrenme, kaydetme, hatırlama, ezberleme yetilerinde bozukluk gelişir.

Madde kullanımına bağlı psikiyatrik rahatsızlıklar nelerdir?

Depresyon, anksiyete bozuklukları, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozuklukları, uyku sorunları, bunama, psikotik gibi hastalıklar gelişebilir.

 Bağımlılıkta tedavi süreci nasıl olmalı?

Tedavideki ilk şart kişinin tedavi olmayı istemesi ve kendini hazır hissetmesidir. Zorlama ile tedavi olmaz. Başlangıç olarak kullanılan maddenin türüne ve kişiye göre tedavi belirlenmelidir. Madde kullanım bozukluğu olan hastalarda tedavi için ilaç kullanımı az olduğu için uzun süreli gözetim altında tedavi görmesi daha mantıklı olur. Hastanede yatarak, arındırma işlemi uygulanmalı bu süreçle beraber fiziksel ve psikolojik sorunlarına yönelik ilaç tedavisi uygulanmalıdır. Hastanın ayık yaşama uyum sağlaması için gerekli bilgi ve beceriler geliştirilmelidir. İyileştikten sonra gerekli sosyal ve psikolojik tedbirler alınmazsa, bağımlılığın yineleme oranı çok yüksektir.

 Tedavide başarı oranı nedir?

Bağımlılık tedavisi uzun bir süreçtir. Sabırlı ve istikrarlı olmak gerekir. Kişinin bağımlı olduğunu kabul edip kendi isteğiyle gelmesi ve tedavisini sonuna kadar devam ettirmesi başarı oranını yükseltir.

Bağımlılık tedavisinde aile önemli bir etken mi?

Madde kullanan kişilerde tedavi aşamasında aile desteği çok önemlidir. Tedavi ve değişim sürecinin daha uzun süreli olmasını sağlar. Bağımlılık tedavisinde aileyi de kapsayacak şekilde planlama yapılmalıdır. Tedavi aşamasında aile her koşulda kişinin yanında olmalı ve destek vermelidir. Ailenin çocuğunun uçucu madde kullanıp kullanmadığını anlayabilmesi ve bu durumu öğrenmesi halinde, çocuğa karşı davranışlarında dikkatli olması gerekir.

Okullarda bağımlılık eğitimi verilmeli mi?

 Sürekli artan bağımlılık insan yaşamını tehdit ettiğinden genç bireylerin bağımlılıkla mücadele kapsamında okullarda öğretmenlere bağımlılık üzerine eğitimler verilmeli bağımlılıktan korunma adına bir bilinç oluşturulmalıdır.

Bağımlıları sosyal sorumluluk açısından toplum ne yapabilir?

İlk hedef tedavi olmalarına destek verilmelidir. Maddi durum yetersizliğinden tedavi olamayan insan sayısı çok fazla. Tedaviden sonra iş imkanı sağlayabilmek açısından meslek eğitimleri verilmeli belirli alanlarda istihdam sağlanmalıdır. Ülkemizde uyuşturucu kullanımın önlenmesi ve azaltılmasına yönelik önlemlerin daha fazla alınması gereklidir. Madde bağımlılığı tedavi merkezlerinin sayısı ile bu kurumlarda çalışan personelin sayısı artırılmalı, madde bağımlılığı merkezlerinin tüm yurtta yaygınlaşması sağlanmalıdır.

Yorumlar

0 yorumlar